Vajinal Akıntının Değerlendirilmesi

Genel Bakış

Özet

Vajinal akıntı, klinisyenlerin rutin muayenelerde sıklıkla karşılaştığı yaygın bir semptom olup, hem fizyolojik bir durumun normal bir sonucu hem de patolojik bir hastalığın göstergesi olarak ortaya çıkabilmektedir. Üreme çağındaki sağlıklı kadınlarda görülen fizyolojik akıntı, genellikle yirmi dört saatlik bir periyotta bir ila beş mililitre arasında değişen miktarda, tipik olarak şeffaf, hafif kötü kokulu olabilse de temel olarak kokusuz, sümüksü kıvamlı ve beyazımsı-sarı renktedir. Akıntının karakteri, östrojen seviyelerinin yüksek olduğu hamilelik, hormonal doğum kontrolü kullanımı veya ovülasyon dönemleri gibi üreme aşamaları boyunca değişiklik gösterebilmekte ve bu dönemlerde daha belirgin hale gelebilmektedir. Vajinanın sağlıklı ortamı, normal florada bulunan laktobasillerin laktik asit ve hidrojen peroksit üreterek koruduğu asidik pH (4.0-4.5) sayesinde sağlanmakta, bu durum patojenler için düşmanca bir çevre oluşturmaktadır.

Tanı

Anormal vajinal akıntıya neden olan patolojik durumların tanısı, genellikle hastanın şikayetlerinin detaylı anamnezi, dikkatli bir pelvik muayene ve vajinal akıntı örneğinin mikroskobik ve kültürel analizlerini içeren laboratuvar testleri ile kesinleştirilmektedir. Patolojik nedenlerin büyük bir çoğunluğu, vajinit vakalarının yaklaşık yüzde doksanını oluşturan bakteriyel vajinozis, vulvovajinal kandidiyazis ve trikomoniyazis gibi enfeksiyonlardan kaynaklanmaktadır. Tanısal süreçte, cinsel yolla bulaşan enfeksiyon (CYBE) riski yüksek olan genç veya çok partnerli hastalarda Neisseria gonorrhoeae ve Chlamydia trachomatis gibi spesifik patojenlerin nükleik asit amplifikasyon testleri (NAAT) ile araştırılması kritik öneme sahipken, tekrarlayan vajinal akıntısı olan hastalarda ise diyabet veya immün yetmezlik gibi altta yatan sistemik hastalıkların varlığı dikkatle değerlendirilmelidir.

Tedavi

Patolojik vajinal akıntıya yol açan durumların tedavisi, hastalığın kökenindeki spesifik etiyolojiye yönelik olarak belirlenmekte ve bu sayede semptomların giderilmesi ile komplikasyonların önlenmesi amaçlanmaktadır. Vajinal florada karmaşık bir değişimle karakterize olan bakteriyel vajinozis vakaları, florayı normalleştirmeyi hedefleyen spesifik antibiyotiklerle tedavi edilirken, trikomoniyazis gibi protozoanın neden olduğu cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyonun tedavisinde ise hastanın kendisiyle birlikte cinsel partnerlerinin de eş zamanlı tedavisi zorunludur. Klinik uygulamada sıkça görülen vulvovajinal kandidiyazis ise genellikle antifungal ilaçlarla başarıyla tedavi edilmekle birlikte, tekrarlayan veya komplike vakalarda nüks riskini artıran kontrolsüz diyabet gibi faktörlerin yönetiminin sağlanması ve Candida albicans dışındaki dirençli türlerin varlığının araştırılması tedavi başarısı açısından hayati bir öneme sahiptir.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.