Uzun Kemik Kırığı

Genel Bakış

Özet

Uzun kemik kırıkları genellikle şiddetli ağrı, şişlik ve etkilenen uzvun işlevinde belirgin bir bozulma ile kendini gösteren klinik durumlardır. Kırığın yerinden oynamış olması durumunda uzuvda gözlemlenen deformite, kırığın doğası hakkında önemli bir ipucu sağlar. Açık kırıklar genellikle çarpıcı ve dramatik bir tablo ile başvururken, stres kırıkları daha hafif ve sinsi bir seyir izleyebilir. Yaşlı popülasyonda akut kırıklar sıklıkla nispeten düşük enerjili travmalar sonucunda ortaya çıkarken, kemikleri daha önce sağlıklı olan genç hastalarda genellikle yüksek enerjili travmalar bu tür yaralanmalara neden olmaktadır. Tanısal süreçte en az iki adet doksan derecelik dik açılı röntgen çekilmeli ve şüpheli yaralanma bölgesine yakın ve uzak eklemlerin de görüntülenmesi sağlanmalıdır. Doğru immobilizasyon, etkin analjezi uygulaması ve zamanında ortopedik yönlendirme, hastanın konforunu büyük ölçüde artırır ve mümkün olan en iyi sonucun elde edilmesini garanti eder. Hayati tehlike oluşturabilecek komplikasyonlar arasında akut kompartman sendromu, yağ embolisi sendromu ve önemli kanama yer almaktadır, bu nedenle dikkatli olunmalıdır.

Tanı

Uzun kemik kırıklarının tanısı, hastanın başlangıçta havayolu, solunum, dolaşım, engellilik ve maruz kalma prensiplerine uygun olarak hızla değerlendirilmesiyle başlar. Kırık belirtileri arasında ağrı, şişlik, uzuv işlev kaybı ve uzuv hareketine karşı koruma yer almaktadır. Deformite, kırığın yer değiştirmiş olduğunu gösteren önemli bir klinik bulgudur. Hastanın nörolojik ve vasküler durumu kapsamlı bir şekilde değerlendirilmeli ve belgelenmelidir; ayrıca bu değerlendirme, redüksiyon veya atel uygulaması gibi ilk müdahaleler sonrasında tekrarlanmalıdır. Şüpheli alt ekstremite kırığı bulunan tüm hastalarda düz röntgen istenmeli ve kompartman sendromu riski açısından değerlendirme yapılmalıdır, zira bu durum en sık tibia ve ön kol kırıklarından sonra görülmektedir. Kompartman sendromunun ana bulguları, yaralanmayla orantısız şiddetli ağrı ve ilgili kas kompartmanlarının pasif hareketinde hissedilen ağrıdır. Femoral şaft kırığı olan hastalarda ise kan grubu ve çapraz eşleştirme yapılmalı, hemoglobin seviyesi değerlendirilmelidir, zira uyluğa 1.0 ila 1.5 litre kadar büyük miktarda kan kaybı olabilmektedir. Stres kırıklarının erken teşhisi için manyetik rezonans görüntüleme önerilmektedir, zira bu yöntem radyasyon maruziyeti olmaksızın kemik taramalarından daha özgül ve hassastır.

Tedavi

Akut uzun kemik kırıklarında tedaviye, hastanın hava yolu, solunum, dolaşım, engellilik ve maruz kalma yaklaşımı kullanılarak hızlı bir şekilde değerlendirilmesiyle başlanmalıdır. Yüksek enerjili travma sonucu oluşan çoğu uzun kemik gövdesi kırığı, potansiyel olarak hayatı tehdit eden diğer yaralanmalarla ilişkili olabileceğinden, hemodinamik stabiliteyi sağlamak için İleri Travma Yaşam Desteği ve İleri Kardiyak Yaşam Desteği yöntemleri kullanılmalıdır. Şüpheli kompartman sendromu, cerrahi bir acil durum teşkil ettiğinden hasta hemen ortopediye yönlendirilmeli ve cerrahi kararı alındıktan sonraki bir saat içinde operasyon gerçekleştirilmelidir. Hasta stabilize edildikten sonra, etkilenen uzuvda immobilizasyon ve koruma sağlamak amacıyla bir atel uygulanmalı ve nörovasküler sıkıntıya yol açan kırıklarda nazik bir hat çekme denemesi düşünülebilir. Ağrı yönetimi, yetişkinlerde hafif ağrı için parasetamol, orta ağrı için parasetamol ve kodein kombinasyonu ve şiddetli ağrı için intravenöz morfin ile desteklenmiş intravenöz parasetamol ile sağlanmalıdır. Açık kırıklar için profilaktik intravenöz antibiyotikler, tercihen yaralanmadan sonraki bir saat içinde uygulanmalıdır. Femur şaft kırıklarının çoğu için intramedüller çivileme, tercih edilen cerrahi tedavi yöntemidir.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.