Soğuk Algınlığı

Genel Bakış

Özet

Soğuk algınlığı, burun, boğaz, sinüsler ve gırtlak dahil olmak üzere üst solunum yolu mukozasının akut ve genellikle kendiliğinden sınırlı olan iltihaplanmasıdır. Bu yaygın durum, çoğunlukla bir kişiden diğerine yakın temas yoluyla bulaşır ve yılda en az bir kez olmak üzere neredeyse tüm bireyleri etkilerken, çocuklar yetişkinlere göre daha sık karşılaşır. Hastalık, bireye ve etken patojene göre değişen spesifik olmayan semptomlar kümesiyle karakterize edilir; başlıca belirtiler arasında boğaz ağrısı, hapşırma, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, öksürük, baş ağrısı ve halsizlik yer alır. Tanı büyük ölçüde hastanın klinik öyküsüne ve fizik muayene bulgularına dayanır, ancak semptomların kötüleşmesi veya olağan süreyi aşması halinde daha ileri araştırmalar gündeme gelebilir. Tedavi yaklaşımının temelini, hastalığın kendiliğinden iyileşeceği bilgisinin hastaya aktarılması, dinlenme, yeterli sıvı alımı ve semptomların hafifletilmesi oluşturur; bu tamamen viral bir enfeksiyon olduğundan, antibiyotiklerin rutin kullanımı kesinlikle tavsiye edilmez. Nadir görülen komplikasyonlar arasında orta kulak iltihabı, sinüzit ve daha ciddi olarak pnömoni gibi ikincil bakteriyel enfeksiyonlar bulunabilir.

Tanı

Soğuk algınlığı tanısına yaklaşım, öncelikle hastanın semptomlarının tablo ile uyumlu olup olmadığını sorgulamayı, mevsimsellik, sigara içme ve enfekte bireylere maruz kalma gibi ilgili risk faktörlerini belirlemeyi içerir. Başlangıçta laboratuvar testlerine sıklıkla gerek duyulmaz ve tanı klinik olarak konur; ancak semptomların iki haftayı aşması veya atipik özellikler göstermesi durumunda alternatif tanıları dışlamak için araştırmalar yapılabilir. Fizik muayenede sıcaklık, nabız ve kan basıncı ölçümleri dahil olmak üzere orofarenks, burun delikleri, boyun ve göğüs kısa bir şekilde değerlendirilir. Tipik bir viral enfeksiyon seyrinde farinkste spesifik olmayan kızarıklık ve iltihaplanma, burun deliklerinde eritem ve ödem ile birlikte purulent drenaj yaygın bulgulardır. Yetişkin hastalarda otuz sekiz santigrat derecenin üzerindeki yüksek ateş, alternatif bir tanının düşünülmesini gerektirirken, boğaz ağrısının ana semptom olması McIsaac puanı kullanılarak streptokok farenjitinden ayırt edilmelidir.

Tedavi

Soğuk algınlığının tedavisi tamamen destekleyici ve semptom odaklıdır, çünkü hastalık kendiliğinden sınırlıdır ve genellikle on gün içinde kendiliğinden düzelir. Hastalara bol istirahat etmeleri ve düzenli olarak sıvı almaları önerilirken, semptomatik rahatlama için dekonjestanlar, antihistaminikler ve basit ağrı kesiciler (parasetamol veya ibuprofen) kullanılabilir. Antitüsif ajanlar ve balgam söktürücülerin rutin kullanımı konusunda yeterli kanıt bulunmadığından, özellikle çocuklarda reçetesiz satılan öksürük ve soğuk algınlığı ilaçlarının kullanımı dikkatle değerlendirilmelidir. Balın, deksrometorfan ve difenhidramin gibi maddelerle karşılaştırıldığında öksürük sıklığı ve şiddetini azaltmada fayda sağladığına dair bazı kanıtlar mevcuttur. Antibiyotikler soğuk algınlığı belirtileri üzerinde herhangi bir etkinlik göstermediği için kullanılmaz; ancak sistemik olarak çok hasta olan, komplikasyon riski yüksek olan veya boğaz ağrısı McIsaac veya FeverPAIN kriterlerine göre yüksek puan alan hastalarda anında veya ertelenmiş bir antibiyotik reçetesi düşünülmelidir.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.