Özet
Skarifikasyon, insan epidermisinin stratum corneum tabakasında yuva yapan Sarcoptes scabiei adlı mikroskobik akarın neden olduğu yaygın ve yüksek bulaşıcılığa sahip bir deri parazitozudur; hastalık kısa veya uzun süreli doğrudan cilt teması yoluyla kolayca yayılır ve kalabalık yaşam koşulları, kurumsallaşma veya düşük sosyoekonomik koşullarda epidemiler oluşturabilir. Klinik tablo yoğun geceleri kötüleşen pruritus, uzuvlarda veya genital/aksiller bölgede simetrik eritematöz papüller, nodüller ve karakteristik lineer tünellerle seyreder; tanı için deri kazıntılarında akar, yumurta veya fraksiyonların mikroskobik görülmesi kesin kanıt sağlar ancak tipik olgularda tedavi geciktirilmeden başlatılabilir. Temel tedavi olarak topikal permetrin krem ve oral ivermektin tabletleri birinci basamakta yer alır; bağışıklığı baskılanmış veya kabuklu (Norveç) skarifikasyonlu olgularda daha agresif kombinasyon tedavileri, keratolitik uygulamalar ve uzamış kürler gerekebilir. Tedavi sonrası bir ay kadar devam edebilen kalıcı kaşıntı, pratikte sık görülen bir sorun olup semptomatik olarak antihistaminik ve geçici topikal steroidlerle yönetilir.
Tanı
Tanı, karakteristik semptom ve bulguların dikkatle değerlendirilmesi ile desteklenen doğrudan demonstrasyona dayanır; anamnezde yakın teması olan vakalar, gece artan şiddetli kaşıntı, aile veya kurum salgını öyküsü ve fizik muayenede parmak araları, bilek, kasık, aksilla, peri-umbilikal alanlar ile erkek genital bölgesinde yoğunlaşan papül ve lineer tünellerin varlığı tanıyı güçlendirir. Tanıyı doğrulamak için birkaç lezyondan yeterli derinlikte kazıntı alınıp sıvı parafine batırılarak mikroskop altında akar, yumurta veya dışkı materyali aranmalıdır; sensitivite klinisyenin deneyimine bağlı olarak değişse de pozitif bulgu varlığı tanıyı kesinleştirir. Non-invaziv tanı yöntemleri arasında dermatoskopi ve epilüminesans mikroskopi etkin şekilde kullanılabilir; dermatoskop altında tünelin bir ucunda görülen koyu üçgen veya ‘delta kanad jet’ görüntüsü ayırt edicidir. İzole edilmiş veya atypik lezyonlarda cilt biyopsisi değerlendirilebilir ancak biyopside akar görülme olasılığı düşüktür ve sıklıkla eozinofilik inflamasyon gibi spesifik olmayan bulgularla sınırlıdır.
Tedavi
Topikal ve sistemik akar öldürücü ajanlar hem hastanın semptomlarını hafifletmek hem de temasların bulaşmasını önlemek üzere aynı anda uygulanmalıdır; birinci basamak yaklaşımlar arasında tüm vücuda uygulanan %5 permetrin krem ve 200 µg/kg dozunda oral ivermektin (tek doz, gerektiğinde 14 gün sonra tekrarı) yer alır. Kabuklu veya Norveç skarifikasyonunda yüksek parazit yükü nedeniyle topikal permetrin veya benzil benzoat ile birlikte tekrarlayan ve yaygın uygulanan oral ivermektin dozları kullanılır ve keratolitik ajanlarla (örneğin %20–40 üre krem) hiperkeratoz azaltılarak ilaç penetrasyonu artırılır. Pediatrik popülasyonda ve hamilelerde güvenlik profiline göre permetrin tercih edilirken 2 aydan küçük bebeklerde ve kontraendike durumlarda kükürt preparatları kullanılabilir. Tedavi başarısızlıkları genellikle yanlış uygulama, yeniden enfeksiyon veya nadiren dirençten kaynaklanır; tüm hastalar tedaviden sonra yaklaşık 4 hafta içinde yeniden değerlendirilmelidir ve gerektiğinde farklı ajanlarla ikinci bir kür düşünülmelidir.
Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.