Psikozun Değerlendirilmesi

Genel Bakış

Özet

Psikoz, temel olarak dopamin ve serotonin nörotransmitter sistemlerinin düzensizliği ile birlikte frontal, temporal ve mezostriatal beyin bölgelerini kapsayan ana nöral devrelerin anormal işleyişi sonucu ortaya çıkan karmaşık bir sendromdur. Psikotik deneyim yaşayan bireylerde sıklıkla işitsel, görsel veya dokunsal nitelikte olabilen halüsinasyonlar, gerçeklikle bağdaşmayan sanrılar ve düşünce ile eylem süreçlerinde belirgin bir dağınıklık gözlenmektedir. Psikoz durumu, birincil (“organik olmayan”) psikiyatrik bozukluklardan (şizofreni, şizoafektif bozukluk, sanrılı bozukluk) kaynaklanabileceği gibi, madde kullanımı veya çeşitli tıbbi (“organik”) etiyolojilere ikincil olarak da gelişebilir. Birincil psikiyatrik bozukluklarla ilişkili psikozda hastalar genellikle minimal bilişsel eksiklikler gösterirken ve çoğunlukla işitsel halüsinasyonlar yaşarken, madde veya tıbbi nedenlere bağlı psikoz durumlarında kafa karışıklığı ve dezoryantasyon dahil olmak üzere ciddi bilişsel bozukluklar, görsel halüsinasyonlar ve değişmiş vital bulgular daha yaygın olarak ortaya çıkmaktadır. Psikozun kapsamlı değerlendirilmesi, altta yatan nedenin saptanması amacıyla detaylı bir fiziksel muayene, tam bir psikiyatrik ve tıbbi öykü alımı ve geniş bir laboratuvar test yelpazesini içermelidir.

Tanı

Psikoz tanısına ulaşma süreci, hem organik hem de birincil psikiyatrik nedenlerin titizlikle araştırılmasını gerektiren kapsamlı bir değerlendirme ile başlar; bu değerlendirme, ayrıntılı bir fiziksel muayene, nörolojik muayene ve zihinsel durum muayenesini içermelidir. Mental durum muayenesi sırasında hastanın ruh hali, duygulanımı, düşünce süreci ve içeriği, özellikle sanrıların ve anormal algıların varlığı ile birlikte intihar ve cinayet düşünceleri dikkatle incelenir. Tıbbi öykü, hastanın kafa yaralanması, nöbet öyküsü, serebrovasküler hastalıklar, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar ve yeni başlayan veya kötüleşen baş ağrılarının varlığı açısından derinlemesine sorgulanmasını gerektirir. Başlangıç laboratuvar çalışmalarında tam kan sayımı, kapsamlı metabolik profil, tiroid fonksiyon testleri, idrar toksikolojisi ve B12, folat, niasin ölçümleri önerilmekte olup, klinik şüphenin varlığına bağlı olarak beyin nörogörüntüleme (BT veya MR) ve HIV ile Hepatit C testlerinin yapılması da tanısal yaklaşımın bir parçası olarak düşünülmelidir. Birincil psikoz bozukluklarının kesin tanısı, organik nedenler dışlandıktan sonra uluslararası kabul görmüş tanı kriterleri (DSM-5-TR veya ICD-11) temel alınarak dikkatli bir psikiyatrik öykü ve mental durum muayenesi ile konulabilmektedir.

Tedavi

Psikoz tedavisinin esas amacı, altta yatan etiyolojiyi hedef almak ve hastanın güvenliğini sağlamaktır; bu, özellikle akut ajitasyon veya deliryum durumlarında sürekli gözlem gerektirir ve ulusal kılavuzlara uyulması esastır. Geri döndürülebilir tıbbi nedenlere (enfeksiyonlar, metabolik bozukluklar, vitamin eksiklikleri) bağlı psikozlar, altta yatan durumun uygun tedavisi ile sıklıkla çözülmektedir. Akut ajitasyon gösteren hastalarda, kendine veya başkasına risk oluşturma durumunda ve farmakolojik olmayan yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda antipsikotik ilaçlar kısa süreli bir çözüm olarak kullanılabilir, ancak fiziksel kısıtlamalardan mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Birincil psikoz bozukluklarında ise tedaviye yönelik olarak, kişinin bir psikiyatrist veya uzman profesyonel tarafından gecikmeksizin kapsamlı ve çok disiplinli bir değerlendirme alması önem taşımaktadır. Uzun vadeli yönetim genellikle antipsikotik medikasyonun yanı sıra, hastanın toplumsal ve işlevsel iyileşmesini destekleyen bilişsel davranışçı terapi ve aile temelli müdahaleler gibi psikososyal terapileri içermektedir.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.