Özet
Preeklampsi, genellikle gebeliğin 20. haftasından sonra başlayan ve yeni ortaya çıkan hipertansiyonla karakterize edilen, proteinüri veya annenin sistemik organ tutulumunu gösteren bulgularla ilişkilendirilebilen bir hipertansif sendromdur; hastalık spektrumu hafif hipertansiyondan HELLP sendromu, eklampsi ve çok organ yetmezliğine kadar uzanabilir ve tedavinin merkezinde doğumun yer aldığı bir yönetim yaklaşımı gerektirir.
Tanıda hipertansiyonun objektif ölçümü (sistolik ≥140 mmHg ve/veya diastolik ≥90 mmHg, en az iki ölçüm, en az 4 saat ara ile) esastır; proteinüri kantitatif yöntemlerle değerlendirilebilir ve 24 saatlik idrarda ≥300 mg protein ya da spot idrar protein:kreatinin oranı ≥30 mg/mmol veya albumin:kreatinin ≥8 mg/mmol tanısal eşikler olarak kullanılır, ancak sistemik tutulum veya fetal büyüme kısıtlaması varlığında proteinüri olmadan da tanı konulabilir.
Tedavinin temel bileşenleri hipertansiyonun hedeflenmiş kontrolü (hafif-orta olgularda oral labetalol, nifedipin veya metildopa; şiddetli hipertansiyonda IV labetalol, IV hidralazin veya oral akut nifedipin), nöbetleri önleme veya tedavi etme amacıyla magnezyum sülfat kullanımı, anne ve fetusun yakın izlemi ile doğum zamanı ve yönteminin risk-fayda değerlendirmesiyle belirlenmesidir; doğum gestasyonel yaş ve maternal-fetal duruma göre planlanır, 37. haftanın üzerindeyse doğum genellikle kısa süre içinde gerçekleştirilir ve <34. haftada uzatılmış izleme ile mümkünse gebelik sürdürülebilir.
Tanı
Preeklampsi, 20. haftadan sonra ilk kez saptanan hipertansiyonun varlığı ile birlikte proteinüri veya annenin karaciğer, böbrek, hematolojik parametreleri veya nörolojik belirtilerinde bozulma, ya da fetal büyüme kısıtlaması ile birlikte saptanan bir tablo olarak tanımlanır; şiddetli sınıflama için sürekli veya tekrarlayan sistolik ≥160 mmHg ve/veya diastolik ≥110 mmHg, trombositopeni, artmış karaciğer enzimleri, böbrek yetmezliği, pulmoner ödem veya yeni başlayan nörolojik bulgular kıstas kabul edilir.
Tanı sürecinde maternal öykü ve fizik muayene (tekrar ölçülen kan basıncı, ödem değerlendirmesi, nörolojik muayene), idrar incelemeleri (dipstick, PCR veya ACR tercih edilir), tam kan sayımı, böbrek ve karaciğer fonksiyon testleri, fetal değerlendirme (ultrason biyometri, doppler ve gerekirse NST/kardiyotokografi) ve PlGF veya sFlt-1/PlGF oranı gibi biyobelirteçlerin değerlendirilmesi entegre edilir; bu veriler hem hastalığın varlığını hem de anne-bebek riskini ve yatış/müdahale kararlarını destekler.
Tedavi
Tedavi, hastalığın şiddeti, gebelik yaşı ve maternal ile fetal durumun eşzamanlı değerlendirilmesiyle bireyselleştirilir; temel strateji anne stabilite sağlanana kadar izleme ve destekleyici tedavi, hipertansiyon kontrolü için uygun antihipertansiflerin seçimi, gerekliyse magnezyum sülfat ile nöbet profilaksisi/tedavisi, fetal akciğer maturasyonunu desteklemek için antenatal kortikosteroid uygulaması (preterm olgularda) ve uygun zamanda doğumun gerçekleştirilmesidir.
Ağır olgularda merkezi öncelik hızlı antihipertansif başlatmak (IV labetalol veya IV hidralazin veya oral akut nifedipin), magnezyum sülfat uygulamak, yoğun izlem sağlamak ve ko-uzmanlık alanları (anestezi, neonatal, yoğun bakım) ile koordine doğum planı yapmaktır; doğum sonrası dönemde sıvı kısıtlaması, idrar ve hemodinamik izlem, antihipertansiflerin ve magnezyum takibinin sürdürülmesi ve komplikasyonlara yönelik hızlı müdahale önem taşır.
Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.