Pilorik Stenoz

Genel Bakış

Özet

Pilorik stenoz, yaşamın ilk haftalarından başlayarak özellikle 2–12 haftalık dönemde ortaya çıkan, erkek bebeklerde daha sık görülen ve tekrarlayan non-bilier projeksiyonel kusmalarla karakterize, pylorik sfinkter kasının hipertrofisine bağlı geçici fakat tedavi edilmediğinde hızla dehidratasyon ve büyüme geriliğine yol açabilen bir durumdur; klinikte beslenme sonrası volümlü, fışkırır kusma öyküsü, iştahsızlık, azalmış bez ıslatma ve bazen üst karında palpabl “zeytin” şeklinde kitle ile kendini gösterir ve tanıda ultrasonografi ile pilorik kas kalınlığının >3 mm ve kanal uzunluğunun >15 mm olması yönlendirici ölçütler sunar.

Tanı

Tanı klinik bulguların sistematik değerlendirmesi ile başlar; beslenme sonrası giderek artan projeksiyonel non-bilier kusma, ilk doğan erkek bebek öyküsü ve fizikte bazen epigastriumda palpabl pilorik kütle bulunması ön plandadır, ancak palpe edilemeyen olgularda gerçek zamanlı ultrasonografi tanıda altın standart düzeyinde yüksek duyarlılık sağlar; tanıya yönelik değerlendirme elektrolit paneli ile tamamlanmalı, uzun süreli kusma olanlarda hipokloremi, hipokalemi ve hipokloremik metabolik alkoloz gibi bozuklukların derecesi belirlenip düzeltilmelidir, gerektiğinde üst gastrointestinal kontrast incelemeleri farklı ayırıcı tanılar için kullanılabilir ancak aspirasyon riski nedeniyle rutin tanı yöntemi olarak tercih edilmez.

Tedavi

Tedavi temel olarak iki aşamalıdır: ilk aşama etkili sıvı ve elektrolit resüsitasyonu ile metabolik dengesizliklerin düzeltilmesidir; bu dönemde intravenöz sıvı desteği ile hipovolemi giderilir, idrar çıkışı yeterli olana kadar potasyum verilmez ve sonra 10–20 mEq/L KCl eklendiğinde güvenli kabul edilir, serum bikarbonat<28 mmol/L ve klorür>95 mmol/L değerlerine ulaşıldığında cerrahiye geçilebilir. Kesin tedavi piloromiyotomi olup ekstramukozal uzunlamasına miyotomi ile pilor kasının gevşetilmesi sağlanır; cerrahi açık veya laparoskopik tekniklerle yapılabilir, her iki yaklaşımın genel güvenlik ve etkinlik profili benzerdir ancak laparoskopik yöntemin bazı çalışmalarda mukozal perforasyon veya eksik miyotomi açısından farklı risk profilleri gösterdiği bildirilmiştir; cerrahi sonrası beslenme çoğunlukla anesteziden kurtulmayı takiben başlatılır, postoperatif kusma genellikle kısa sürede düzelir ve çoğu hasta kısa süre içinde hedef hacimlerde beslenmeye başlayıp taburcu edilebilir.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.