Özet
Patlama krizi, ateş, yorgunluk, keyifsizlik, kilo kaybı, anemi, trombositopeni veya splenomegali gibi belirtileri ve bulguları olan hastaları değerlendirirken veya bir rutinde yapılan tam kan sayımı sırasında tesadüfen keşfedilebilen ciddi bir klinik durumdur. Tanıya ulaşmak için atılan ilk adım, sitopenilerin ve olgunlaşmamış blast hücrelerinin varlığını gösteren diferansiyel sayımı içeren tam kan sayımıdır ve bu sonuçlar periferik kan yayması ile kemik iliği muayenesini zorunlu kılar. Tanının kesinleşmesi, kullanılan kriterlere bağlı olarak periferik kanda veya kemik iliğinde blast hücrelerinin yüzdesinin %20 veya %30’a ulaşması veya blast hücrelerinin ekstramedüller proliferasyonunun saptanmasıyla mümkün olmaktadır. Kronik miyeloid lösemi tanısı konmuş hastalarda patlama krizi, hastalığın kronik veya hızlanmış aşamadan ilerlemesini ifade eder ve bu durum onkogenik BCR::ABL1 füzyon genine yol açan Philadelphia kromozomunun varlığını gerektirir. Tedavide kritik öneme sahip olan tirozin kinaz inhibitörleri genellikle kemoterapi ile birlikte kullanılırken, yüksek nüks riski nedeniyle allojenik kök hücre nakli tedavinin temel taşını oluşturmaktadır.
Tanı
Patlama krizinin tanımı, kronik miyeloid löseminin kronik veya hızlanmış fazından patlama fazına dönüşmesini ifade eder ve bu dönüşüm, kötüleşen lökositoz ve artan blast hücresi sayısı durumunda Philadelphia kromozomunun varlığıyla desteklenir. Tanı süreci, yorgunluk, ateş veya kanama bozuklukları gibi şikayetleri olan hastalarda öncelikle tam kan sayımı ve diferansiyel ile başlar; bu testler sitopeni ve blast hücrelerinin varlığına dair ipuçları vererek periferik kan yayması ve kemik iliği muayenesini gerekli kılar. Kesin tanı, kullanılan kriterlere göre periferik kanda ve/veya kemik iliğinde blast hücrelerinin yüzdesinin belirli bir eşiği (%20 veya %30) aşması veya blastların ekstramedüller birikimi veya büyük odaklarının tespit edilmesiyle doğrulanır ve moleküler olarak BCR::ABL1 füzyon geninin varlığıyla teyit edilir. Tanısal değerlendirme, ek olarak hücre soyunu belirlemek için akış sitometrisi, TKI direncini tespit etmek için mutasyon analizleri ve kök hücre nakli planlanıyorsa donör uyumunu hızlandırmak için HLA testini içermelidir.
Tedavi
Patlama krizinin tedavisinde en önemli unsur, tirozin kinaz inhibitörlerinin (TKI) kullanımıdır ve bu ilaçlar genellikle indüksiyon kemoterapisi ile kombine edilerek uygulanır. Tedavi stratejisi, hastalığın miyeloid veya lenfoid baskın alt tipine göre farklılık gösterir; miyeloid baskın patlama krizinde AML tipi indüksiyon kemoterapisi, lenfoid baskın patlama krizinde ise yüksek doz ALL tipi indüksiyon kemoterapisi tercih edilir. Tüm bu tedavi yaklaşımlarının temel amacı, allojenik kök hücre nakli (HSCT) için uygun bir duruma gelmek ve ardından hastayı transplantasyona hazırlamaktır, çünkü bu yöntem hızlı nüks riskini önlemek için hayati öneme sahiptir. Eğer ilk ilaç tedavisi ile kısmi hematolojik yanıt veya ikinci kronik aşama elde edilirse ve uygun bir donör bulunursa allojenik HSCT yapılmalıdır. Transplantasyon sonrasında ise nüks riskini azaltmak amacıyla en az bir yıl süreyle TKI idame tedavisine devam edilmesi önerilir.
Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.