Organize Pnömoni

Genel Bakış

Özet

Organize pnömoni (OP), hem periferik bronşiyolleri hem de alveolleri aynı anda etkileyen iltihabi bir bozukluktur. OP, kendine özgü radyografik bulgulara, histolojik özelliklere ve kortikosteroidlere yanıt verme özelliğine sahiptir. OP; ilaçlar, enfeksiyonlar, romatolojik hastalıklar, otoimmün hastalıklar, transplantasyon sonrası durumlar, radyasyon ve çevresel nedenler gibi birden çok faktörle ortaya çıkabilir. Kriptogen organize pnömoni (KOP) terimi, dikkatli bir öykü alımı, fizik muayene ve ilgili laboratuvar çalışmalarından sonra bir neden belirlenemediğinde uygulanır. Yüksek çözünürlüklü göğüs bilgisayarlı tomografi (BT) taraması, genellikle periferik yerleşimli hava bronkogramları ile birlikte bilateral yamalı buzlu cam opasiteleri gösterir. Tanı, çoğunlukla klinik-radyolojik kriterler kullanılarak ve sıklıkla çok disiplinli bir ekip ortamında konulur. Ancak alışılmadık bulguları olan hastalarda kesin tanı için akciğer biyopsisi gerekebilir. Kriptogen OP’nin tedavisi prednizolon ile yapılır ve bu en sık kullanılan ilaçtır. İkincil OP’li hastalar için birincil yönetim, tetikleyici nedenin ortadan kaldırılması veya altta yatan hastalığın tedavisidir; bazı hastalarda kortikosteroidler de önerilebilir.

Tanı

Organize pnömoninin tanısı büyük ölçüde klinik öykü, tipik radyografik bulgular ve ilgili kan testlerinin önemli negatif veya pozitif sonuçlarına dayanarak konulabilir. Tanı için tam bir tıbbi, cerrahi ve ilaç geçmişi almak, olası mesleki veya çevresel maruziyetleri göz önünde bulundurmak önemlidir. Göğüs röntgeni, başlangıçta tercih edilen en önemli tanı testidir ve genellikle bilateral yamalı infiltratları gösterir. Yüksek çözünürlüklü göğüs BT (HRCT) taraması, hava bronkogramları ile birlikte bilateral yamalı buzlu cam opasitelerini gösterir ve bu opasiteler genellikle üçgen şeklindedir (‘üçgen işareti’). Pulmoner fonksiyon testleri (PFT’ler) yapıldığında, hava akımı obstrüksiyonu olmaksızın azalmış vital kapasite ve difüzyon kapasitesini gösterir. Kan testleri, artmış lökosit (WBC) sayısı ve eritrosit sedimantasyon hızı (ESR) gösterebilir. Kesin tanı için ise, alışılmadık bulgulara sahip hastalarda cerrahi akciğer biyopsisi en iyi uygulamayı temsil eder. Bronkoskopik incelemeler ve bronkoalveolar lavaj (BAL) analizi de ayırıcı tanıları dışlamaya yardımcı olabilir.

Tedavi

Organize pnömoni iltihabi bir akciğer hastalığı olduğu için, genel yaklaşım iltihabı tedavi etmektir ve kortikosteroid tedavisi en iyi seçenektir. Tedavi miktarı ve süresi hastalığın şiddetine ve ilaca yanıtına bağlıdır; bazı durumlarda OP tedavi olmadan da izlenebilir. Kriptogen OP için oral prednizon (prednizolon) 40-60 mg/gün gibi daha yüksek bir dozda reçete edilir ve 6 ay boyunca azaltılır. Çoğu hasta için 6 aylık tedavi yeterli olurken, bazı hastalarda 1 yıla kadar uzayabilir. Hafif kriptogen OP’de makrolid antibiyotikler (eritromisin, klaritromisin veya azitromisin) yanıt verebilir ve nüksün önlenmesinde faydalı olabilir. Hızla ilerleyen OP, mekanik ventilasyon desteği ve intravenöz kortikosteroidler (metilprednizolon) ile tedavi edilir, ardından oral kortikosteroid ve siklofosfamid eklenebilir. İkincil OP’de birincil yönetim, tetikleyici nedenin ortadan kaldırılması veya altta yatan hastalığın tedavisidir, orta veya şiddetli semptomlar varsa kortikosteroidler eklenmelidir. Kortikosteroid tedavisine yanıt vermeyen veya dozu düşürülemeyen hastalarda siklofosfamid, azatiyoprin veya siklosporin gibi kortikosteroid tasarruf ajanları kullanılabilir. Nüks eden OP, nüks sırasındaki dozdan 20 mg daha yüksek bir dozda prednizon ile yeniden başlatılır ve 3 ay boyunca verilir, ardından azaltılır. Akciğer rehabilitasyonu, OP’nin orta ve geç evre yönetiminde kas kondisyonunu ve oksijen verimliliğini artırmak için önemli bir rol oynar.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.