Kutanöz Larva Migrans

Genel Bakış

Özet

Kutanöz larva migrans, kedi ve köpek gibi hayvanların kancalı kurt larvalarının insan derisinde göç etmesiyle ortaya çıkan, genellikle kendiliğinden sınırlanan bir cilt enfestasyonudur ve sıklıkla Karayipler, Meksika, Brezilya ve Güneydoğu Asya gibi tropikal plaj bölgelerinden dönen seyahat edenlerde görülür. Bu klinik durum, şiddetli kaşıntıya neden olan ve genellikle ayakta olmak üzere korunmasız cilt bölgelerinde ortaya çıkan, sarmal veya lineer şekilde kabarık ve eritemli izlerle karakterizedir. Hastalığın ortaya çıkışı, kancalı kurt yumurtaları içeren hayvan dışkıları ile kirlenmiş kumlu ve nemli toprakla doğrudan temas sonucu gerçekleşir. Tanı süreci tamamen klinik bulgulara dayanılarak ilerlerken, oral yolla uygulanan antihelmintik ilaç tedavisi semptomların iyileşmesini hızlandırarak tedavi edici bir etki sunar.

Tanı

Kutanöz larva migrans tanısı, hastanın tropikal veya subtropikal bir plaj destinasyonuna yakın zamanda seyahat etme gibi risk faktörlerini içeren dikkatli bir öykü alımı ve tipik klinik belirtilerin gözlemlenmesiyle konulur ve genellikle ek laboratuvar veya görüntüleme araştırmasına gerek duyulmaz. Hastalığın karakteristik belirtisi, günde birkaç milimetre veya santimetre ilerleme gösteren, yaklaşık üç milimetre genişliğinde, eritemli, kabarık ve serpantin (yılan benzeri) veya lineer bir izdir. Hastalar tarafından evrensel olarak bildirilen ve sıklıkla uyku düzenini bozacak kadar şiddetli olan kaşıntı, önemli bir tanısal faktör olup, lezyonlar çoğunlukla kirlenmiş toprakla en çok temas eden ayaklar, uyluklar ve kalçalarda bulunur. Nadir vakalarda, larvaların kıl köklerinde sıkışması sonucu folikülit veya izler boyunca vezikül-büllöz lezyonlar gözlemlenebilir, bu durumlarda tanısal amaçlı olarak cilt kazıntısı veya biyopsi düşünülebilir.

Tedavi

Kutanöz larva migrans, spesifik bir tedavi uygulanmasa bile genellikle iki ila sekiz hafta içinde kendiliğinden düzelme eğiliminde olan bir enfeksiyondur, ancak antihelmintik ilaçlarla yapılan tedavi semptomatik iyileşmeyi hızlandırır ve potansiyel bakteriyel süper enfeksiyon riskini azaltır. Tedavide birinci seçenek, genellikle iyileşme sağlayan tek doz oral ivermektin uygulaması olup, bu ilaç on beş kilogramın üzerindeki çocuklarda ve yetişkinlerde önerilmektedir. İkinci seçenek, ivermektine kabul edilebilir bir alternatif olan oral albendazoldür ve iyileşme oranlarının eşleşmesi için üç ila beş gün süren tedavi kürü tercih edilmektedir. Mevcut verilerin yetersizliği ve hayvan çalışmalarında teratojenite kanıtları bulunması nedeniyle hamile hastalarda antihelmintik tedavinin doğum sonrasına ertelenmesi veya tropikal tıp uzmanı denetimi altında gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Kaşıntının histaminle ilişkili görünmemesi sebebiyle antihistaminikler veya topikal kortikosteroidler önerilmemekte, ayrıca kriyoterapi kesinlikle önerilmemektedir.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.