Kas-İskelet Sistemi Alt Bel Ağrısı

Genel Bakış

Özet

Kas-iskelet sistemi alt bel ağrısının tanısı, nörolojik bozulma, neoplazi, iltihabi artrit, kırık veya diğer vücut bölgelerinden yansıyan ağrı gibi spesifik nedenlerin dışlanmasıyla klinik olarak konulmaktadır. Bu durumun tipik belirtileri, on ikinci kaburganın altında ve kalça kıvrımlarının üzerindeki lumbosakral bölgede hissedilen ağrı, sertlik ve hassasiyettir. Alt bel ağrısı, 4 haftadan kısa süren akut, 4 ila 12 hafta süren subakut veya 12 haftadan fazla süren kronik olarak süreye bağlı bir sınıflandırmaya tabidir. Tedavi yaklaşımında ilk adımlar, hastanın durum hakkında bilgilendirilmesi, mümkün olan en kısa sürede normal aktivitelere geri dönüşün teşvik edilmesi ve buz veya ısı gibi kişisel bakım tedavilerinin uygulanmasıdır. Ağrının kontrol altına alınması için öncelikli olarak farmakolojik olmayan yaklaşımlar tercih edilmekte, bunlar yetersiz kaldığında ise birinci basamak farmakoterapi olarak ağızdan alınan non-steroidal anti-inflamatuar ilaçlar kullanılmaktadır. Parasetamol, kas gevşeticiler, opioidler ve duloksetin gibi ilaçlar da yardımcı tedavi seçenekleri arasında yer alabilmektedir.

Tanı

Kas-iskelet sistemi alt bel ağrısı, hastanın tıbbi geçmişi ve fiziksel muayenesi sonucunda klinik olarak teşhis edilmekte olup, temelinde nörolojik bozulma, neoplazi, iltihabi artrit, kırık veya yansıyan ağrı gibi spesifik alt bel ağrısı nedenlerinin ortadan kaldırılması yatmaktadır. Bu ağrının kesin anatomik kaynağı çoğu zaman tam olarak belirlenememekle birlikte, omurga diskleri, omurlar, faset eklemleri, bağlar ve/veya kasları içeren birden fazla patolojinin kombinasyonundan kaynaklandığı kabul edilmektedir. Tanısal süreç, hastanın ağrı öyküsünü detaylı bir şekilde almayı, nörolojik bulguların yokluğunu teyit etmeyi ve ciddi altta yatan hastalıkları düşündüren “kırmızı bayrak” semptomlarını dikkatle dışlamayı gerektirir.

Tedavi

Tedavinin ana amaçları ağrı şiddetini azaltmak ve hastanın fonksiyonel yeteneğini tam olarak yeniden kazanmasını sağlamaktır. Akut, subakut, kronik ve tekrarlayan alt sırt ağrısı epizotlarında ilk olarak fizyoterapi, egzersiz, masaj ve spinal manipülasyon gibi farmakolojik olmayan müdahalelerin uygulanması önerilmektedir. Akut ve subakut durumlarda yüzeysel ısı uygulamaları, masaj, akupunktur ve spinal manipülasyon gibi ek tedaviler kullanılabilirken, kronik ağrı yönetiminde egzersiz terapisi, pilates, yoga, tai chi, motor kontrol egzersizleri ve düşük seviyeli lazer terapisi gibi çeşitli yöntemler birinci basamak ilaç dışı tedaviler olarak öne çıkmaktadır. Farmakolojik tedaviler, ilaç dışı yaklaşımlara rağmen ağrısı devam eden hastalara ek bir seçenek olarak sunulur; bu durumda birinci basamak olarak non-steroidal anti-inflamatuar ilaçlar, ikinci basamak olarak tramadol veya duloksetin, üçüncü basamak olarak ise dikkatli bir risk-fayda değerlendirmesi sonrasında opioidler düşünülebilir. Özellikle iyileşmeyi engelleyen psikososyal faktörlere sahip kronik ağrı hastaları için fiziksel ve psikolojik terapileri birleştiren çok disiplinli rehabilitasyon programları tavsiye edilmektedir.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.