Özet
Kas-iskelet ağrısı, bireylerin yaşam kalitesini ve üretkenliğini ciddi şekilde etkileyen, akut veya kronik seyir gösterebilen yaygın bir tıbbi durum olarak kabul edilmektedir ve tüm dünyada engelliliğin ve iş gücü kaybının başlıca nedenleri arasında yer almaktadır. Bu durumun yaygınlığı, farklı popülasyonlarda %17 ile %89 arasında geniş bir aralıkta rapor edilmiştir, kadınlarda daha sık görülme eğilimi gösterir ve yaşla birlikte prevalansı artar. Kas-iskelet ağrısının en sık karşılaşılan formu olan bel ağrısı, dünya çapında en yüksek engellilik yüküne sahip olup, karmaşık etiyoloji ve yönetim gerektiren çok sayıda spesifik durumu kapsar. Bel ağrısının yanı sıra, yapışkan kapsülit, karpal tünel sendromu, romatoid artrit, fibromyalji, ankilozan spondilit gibi kronik iltihabi durumlar, bursit, epikondilit gibi lokalize yumuşak doku inflamasyonları ve çeşitli kırıklar ile bağ yaralanmaları (ön çapraz bağ, medial kollateral bağ) kas-iskelet ağrısının klinik spektrumunu oluşturmaktadır. Ayrıca, koksidini, kompleks bölgesel ağrı sendromu, miyaljik ensefalomiyelit gibi daha az yaygın ancak ciddi sonuçları olan durumlar da bu genel kategori altında incelenmekte ve bireyin günlük fonksiyonlarını sürdürmesini zorlaştırmaktadır.
Tanı
Kas-iskelet ağrısının doğru tanısı, ayrıntılı bir anamnez ve fizik muayene ile başlamakta, ardından spesifik duruma göre görüntüleme ve laboratuvar testleri ile desteklenmektedir. Fibromyalji tanısı, en az üç ay süren ve vücudun yaygın bölgelerinde hissedilen kronik ağrı şikayetinin diğer potansiyel nedenlerin dışlanmasıyla konulmasına dayanır ve merkezi sinir sistemi tarafından ağrı işlenmesindeki değişiklikleri yansıtır. İliotibial bant sendromu, genellikle koşucularda görülen ve lateral femoral epikondilin üzerinde tekrarlayan sürtünme sonucu lateral diz ağrısı ile karakterize edilen bir tanıdır, bu durumda klinik muayenede TFL/kalça abdüktör kaslarında zayıflık tespiti önemlidir. Kas-iskelet alt sırt ağrısı için tanı süreci, öncelikle nörolojik defisit, malignite, iltihabi artrit veya travmatik kırık gibi spesifik omurga patolojilerinin dikkatlice dışlanmasını gerektirir, bu dışlamanın ardından kalan non-spesifik ağrı olarak kabul edilir. Bursit, bursa üzerinde lokalize şişlik, hassasiyet ve ağrı üçlüsü ile kolayca tanınabilirken, ayak bileği kırıkları ise medial, lateral veya posterior malleollerden birinin veya daha fazlasının kemiksel ağrısı ve eklem deformitesi ile karakterize edilir ve radyolojik onay gerektirir. İltihaplı artritin değerlendirilmesinde, tek eklem tutulumunda akut enfeksiyonun hızlıca dışlanması hayati önem taşırken, kronik poliartiküler durumların tanısı için anti-siklik sitrüline peptit (anti-CCP) antikorları veya romatoid faktör gibi serolojik belirteçler ve en az altı hafta süren objektif artritin varlığı esas alınır.
Tedavi
Kas-iskelet ağrısı tedavisi, altta yatan spesifik patolojiye göre titizlikle kişiselleştirilmiş çok disiplinli bir yaklaşımı içermektedir ve temel olarak ağrının yönetimi, fonksiyonun iyileştirilmesi ve yaşam kalitesinin artırılması hedeflenir. Akut kas-iskelet zorlanmaları ve burkulmaları genellikle R.I.C.E. (Dinlenme, Buz, Kompresyon, Elevasyon) prensipleriyle yönetilirken, kısa süreli non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar (NSAİİ’ler) ağrıyı ve inflamasyonu azaltmada önemli bir rol oynamaktadır. Romatoid artrit gibi kronik iltihabi durumlarda, sinovyal hasarı en aza indirmek ve hastalığın ilerlemesini kontrol altına almak için hastalığı modifiye edici anti-romatizmal ilaçlar (DMARD’lar) ve gerektiğinde biyolojik ajanlar gibi agresif farmakolojik tedaviler erken aşamada başlatılır. Fibromyalji ve kronik yorgunluk sendromu gibi merkezi duyarlılaşmanın baskın olduğu durumlarda, bilişsel davranışçı terapi (BDT), kademeli egzersiz programları ve düşük doz trisiklik antidepresanlar veya serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörleri (SNRI’lar) gibi nöromodülatör ilaçlar, ağrı algısını merkezi düzeyde düzenlemek amacıyla tedavinin merkezinde yer alır. Cerrahi müdahale, konservatif tedavilere yanıt vermeyen karpal tünel sendromu, stabil olmayan eklem kırıkları, menisküs yırtıkları veya ileri derecede dejeneratif eklem hastalıklarında total eklem replasmanı gibi durumlarda kalıcı çözüm sağlamak amacıyla değerlendirilir.
Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.