Hiperpotasemi Değerlendirmesi

Genel Bakış

Özet

Serum potasyum değerinin 6.0 mmol/L üzerinde olması, önemli hiperpotasemi olarak tanımlanırken, 5.0 ile 6.0 mmol/L aralığındaki değerler orta dereceli hiperpotasemi kapsamında değerlendirilmektedir. Potasyum seviyelerindeki nispeten küçük değişiklikler bile, ciddi kas zayıflığına ve kalpte hayati tehlike arz eden aritmilere ilerleyebilen önemli kardiyak etkilere yol açabilir. Hiperpotasemi, temel olarak böbreklerin potasyumu atma yeteneğindeki azalma, yüksek potasyum alımı veya potasyumun hücre içi bölmeden hücre dışına yeniden dağılımı sonucu meydana gelmektedir. Serum potasyum seviyesinin yükselmesi ile vücuttaki toplam potasyum depolarının fazlalığı arasında her zaman güçlü bir ilişki bulunmamaktadır. Klinik belirtiler genellikle potasyum düzeyi 6.0 mmol/L’nin altında olduğunda nadiren görülürken, önemli hiperpotasemide yaygın akut belirtiler arasında kas zayıflığı ve EKG anormallikleri yer almaktadır. Kardiyotoksisitenin varlığını hızla belirlemek için bir elektrokardiyogram çekilmesi zorunludur ve serum potasyum düzeyleri güvenli bir aralığa inene ve kardiyotoksisite düzelene kadar hastanın sürekli EKG ile izlenmesi gerekmektedir. Elektrokardiyografik değişikliklerin eşlik ettiği önemli hiperpotasemi, serum potasyum konsantrasyonunu hızla düşürmek için acil önlemlerin uygulanmasını gerektiren gerçek bir tıbbi acil durumu temsil etmektedir.

Tanı

Hiperpotasemi genellikle klinik olarak saptanması güç bir durumdur, çünkü ilişkili semptomlar genellikle belirsizdir ve çoğu zaman tesadüfi bir laboratuvar bulgusu olarak ortaya çıkmaktadır. Tanısal yaklaşımda, hastanın geçmişi, böbrek veya adrenal yetersizliği gibi hiperpotasemi ile yaygın olarak ilişkilendirilen durumların veya potasyum tutucu diüretikler veya potasyum takviyeleri gibi ilgili ilaçların kullanımının belirlenmesi açısından en yararlı bilgiyi sağlamaktadır. Düşük seviyeli hiperpotasemi (5.0 ile 6.0 mmol/L) genellikle belirti vermezken, serum potasyum değerleri 7.0 mmol/L’yi aştığında kas zayıflığı ve EKG değişiklikleri gibi semptomlar ortaya çıkabilmektedir. Özellikle EKG’de meydana gelen elektrokardiyografik değişiklikler, hastanın asemptomatik halinden yaşamı tehdit eden aritmiye hızla ilerleyebilme potansiyeline sahiptir, bu nedenle potasyumun transselüler kaymaları, örnekleme koşulları ve azalmış böbrek atılımı gibi olası nedenler dikkatle değerlendirilmelidir.

Tedavi

Önemli hiperpotaseminin yönetimi, elektrokardiyografik değişikliklerin varlığına bağlı olarak farklılık göstermektedir; EKG değişikliği olmayan hastada önleyici bir yaklaşımla başlanırken, değişiklik varsa acil bir tıbbi müdahale gereklidir. Serum potasyum düzeyi 6.5 mmol/L veya üzerinde olan ve EKG’de kardiyotoksisite belirtileri gösteren hastalarda kalbi stabilize etmek için ilk adım olarak intravenöz kalsiyum uygulanmalıdır; bu tedavi serum potasyumunu düşürmez ancak koruyucu etkisi dakikalar içinde başlamakta ve kısa sürmektedir. Ayrıca, serum potasyumu 6.5 mmol/L ve üzerinde olan hastalarda, EKG değişiklikleri olsa da olmasa da, potasyumu hücre içine kaydırmak amacıyla insülin/glukoz infüzyonu ve nebulize salbutamol gibi ajanlar hızla verilmelidir. Bu ajanlar serum potasyumunu 0.5 ila 1 mmol/L kadar azaltabilmekte ve etkileri 15 dakika içinde başlayıp yaklaşık iki saat sürebilmektedir. Avrupa ve ABD kılavuzları, kalp durması durumunda intravenöz sodyum bikarbonat kullanımını önermektedir. Potasyumun vücuttan hızla uzaklaştırılması için diyaliz veya ekstrakorporeal kardiyopulmoner resüsitasyon düşünülmeli, ayrıca kronik hiperpotasemi için dışkı potasyum atılımını artıran patiromer ve sodyum zirkonyum silikilat gibi oral katyon değişim reçineleri kullanılabilmektedir.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.