Gilbert Sendromu

Genel Bakış

Özet

Gilbert sendromu (GS), tanım olarak genellikle değerinin altında kalan hafif konjuge olmamış hiperbilirubinemi ile karakterize genetik bir durumdur. Bu yaygın sendrom, genel popülasyonun yaklaşık %6’sını etkiler ve karaciğer fonksiyonu normaldir. GS’nin temel nedeni, uridin-difosfoglukuronat glukuronosiltransferaz (UDPGT) aktivitesinin azalmasıdır, bu da konjuge olmamış bilirubinin konjugasyonunun azalmasına yol açarak bilirubinin temizlenmesini yaklaşık %60 oranında düşürür. Hastalar çoğunlukla asemptomatiktir, ancak oruç tutma, dehidrasyon, uyku yoksunluğu, ağır fiziksel efor, cerrahi, eşzamanlı hastalık, adet dönemi veya psikolojik stres gibi fizyolojik stres dönemlerinde hafif sarılık (ikterus) ortaya çıkabilir. Karaciğer hasarına veya son evre karaciğer hastalığına ilerleme olmadığı için tedaviye gerek yoktur ve prognoz mükemmeldir. Ancak, GS’li bazı hastalar, belirli ilaçların metabolizmasında anormallikler yaşayabilir, bu nedenle yeni bir ilaç planlanıyorsa doktorlarını bilgilendirmeleri önemlidir.

Tanı

GS için varsayımsal bir tanı, asemptomatik ve sağlıklı bir hastada hafif konjuge olmamış hiperbilirubinemi () mevcut olduğunda konulabilir. Tanı kriterleri arasında tam kan sayımı, retikülosit sayımı, laktat dehidrogenaz (LDH), serum haptoglobin ve Coombs testi ile kan yaymasında normal bulgularla hemoliz kanıtı olmaması, normal serum transaminazları ve alkalen fosfataz seviyeleri ve hiperbilirubinemiye neden olan ilaçların dışlanması yer alır. Tanı belirsizse, kalıcı konjuge olmamış hiperbilirubineminin diğer nadir nedenlerini dışlamak amacıyla UGT1A1 genotipleme gibi genetik testler düşünülebilir. Ek olarak, GS’yi doğrulamak için oruç veya nikotinik asit uygulanmasına plazma konjuge olmamış bilirubin yanıtını değerlendiren provokatif testler uygulanabilir, bu testler nadiren gerekli olsa da tanısal belirsizlik durumlarında değerli olabilir. Karaciğer biyopsisi genellikle gerekli değildir, ancak açıklanamayan, semptomatik, zamanla kötüleşen veya anormal transaminazlarla ilişkili sürekli konjuge olmamış bilirubin yükselmesi varsa önerilir. Anahtar tanısal faktörler arasında pubertadan sonraki yaş, pozitif aile öyküsü, özellikle stres altında sarılık varlığı ve hepatosplenomegali veya kronik karaciğer hastalığına dair belirti olmaması bulunur.

Tedavi

Gilbert sendromu için özel bir tedavi gerekli değildir, zira karaciğer hasarı veya son evre karaciğer hastalığına ilerleme olmaz. Yönetimin temel taşları hasta eğitimi ve güven oluşturmadır; hastalar diyet veya aktivite kısıtlaması olmaksızın normal bir yaşam sürebilirler. Hastalara, oruç, uyku yoksunluğu veya psikolojik stres gibi artan stres altında sarılık geliştirebilecekleri konusunda bilgi verilmelidir ve hiperbilirubinemiyi tedavi etmek için tetikleyici ajanı tersine çevirmenin yeterli olduğu hatırlatılmalıdır. Rutin tıbbi takip ve ilaç tedavisi gereksizdir. Ancak, hastalara uzun süreli veya şiddetli bir sarılık epizodu veya ateş, şiddetli karın ağrısı veya dışkı renginde değişiklik gibi ilişkili semptomlar varsa tıbbi yardım almaları önerilmelidir, çünkü bunlar eşlik eden durumların varlığını gösterebilir. Hastalar, suboptimal glukuronidasyonun özellikle irinotekan, sorafenib, atazanavir veya tocilizumab gibi belirli ilaçlarla tedavi sırasında toksik ilaç metabolitlerinin birikmesine yol açabileceği endişesi nedeniyle, yeni bir ilaç planlanıyorsa doktorlarına GS’ye sahip olduklarını söylemeye teşvik edilmelidir.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.