Epikondilit

Genel Bakış

Özet

Epikondilit, tekrarlayan ön kol ve dirsek aktiviteleriyle ilişkilidir ve lateral epikondilit (genellikle tenisçi dirseği) ve medial epikondilit (genellikle golfçü dirseği) olmak üzere iki ana formu vardır. Bu durum genellikle yaşamın dördüncü ve beşinci on yıllarında ortaya çıkar. Hastalar genellikle dirsekte başlayan ön kol kaslarının aşırı kullanımına katkıda bulunan aktivitelere sahip olduklarını belirtirler. Lateral epikondilitli kişilerde, lateral epikondilin yaklaşık 1 cm distal ve önünde hassasiyet görülürken, dirençli bilek ve parmak ekstansiyonu sırasında veya pasif bilek fleksiyonu sırasında ağrı bildirilir. Medial epikondilitli kişilerde ise medial dirsek boyunca, medial epikondilin yaklaşık 5 mm distal ve önünde hassasiyet yaşanır ve ağrı, dirençli ön kol pronasyonu ve dirençli bilek fleksiyonu ile artar. Çoğu hasta, kol dinlenmesi ve non-steroid anti-inflamatuar ilaç (NSAID) tedavisi ile semptomlarının tamamen çözülmesini bekleyebilir. Semptomları devam eden hastalar, ek olarak fizyoterapi, enjeksiyon tedavisi veya cerrahi debridman gibi tedavilere ihtiyaç duyabilir. Ana komplikasyon devam eden ağrıdır; diğer komplikasyonlar ağrıyı hafifletmeye yönelik müdahalelerden kaynaklanabilir.

Tanı

Lateral ve medial epikondilit tanısı, genellikle kapsamlı bir öykü ve fizik muayene ile konulabilir. Klinik değerlendirmede ana şikayet, dirseğin lateral veya medial tarafında ağrıdır ve hastalar dirsek fleksiyonu ve ekstansiyonu sırasında veya sonrasında ağrı bildirirler. Hastalar sıklıkla tekrarlayan eğlence veya mesleki aktivite öyküsü tanımlar ve bu aktiviteler ağrıyı artırır. Lateral epikondilitte, genellikle ekstansör karpi radialis brevis’e lokalize olan ortak ekstansör tendon üzerinde hassasiyet mevcuttur ve maksimum hassasiyet lateral epikondilin orta noktasının yaklaşık 1 cm distal ve anteriorunda meydana gelir. Medial epikondilitte ise hassasiyet medial epikondilin 5 mm distal ve lateralinde, pronator teres ve fleksör karpi radialis üzerinde bulunur. Tutma gücü hem medial hem de lateral epikondilitte azalabilir ve ağrı artabilir. Eğer öykü ve fizik muayene net değilse, tanıyı doğrulamak veya alternatif tanıları dışlamak için radyografiler, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MRG), ultrason ve elektromiyografik çalışmalar gibi daha ileri araştırmalar düşünülebilir. Dirsek radyografileri genellikle normaldir, ancak kalsifikasyonları veya intra-artiküler patolojiyi değerlendirmek için faydalı olabilir.

Tedavi

Epikondilit hastalarının çoğu, kol dinlenmesi ve NSAID tedavisi ile semptomlarının tamamen çözülmesini sağlayacaktır. Başlangıç tedavisinin temel unsurları, 6 hafta boyunca dirsek ve ön kolun dinlendirilmesi, buz uygulanması ve aktivite değişikliğidir. Yaralanmadan sonraki ilk 10 ila 21 gün boyunca ağızdan alınan NSAID’ler önerilmektedir. Lateral epikondilit için ek olarak elastik olmayan, eklem dışı, proksimal ön kol kayışı kullanılabilir ve kısa süreli kullanımı faydalı olabilir. Eğer hasta 6 hafta içinde iyileşmezse, fizik muayene tekrarlanmalı ve diğer etiyolojik süreçler için yeniden değerlendirilmelidir. Bu durumda resmi fizyoterapi prosedürleri, eksantrik yükleme programını da içerecek şekilde, lokal anestezik enjeksiyonlarıyla veya onsuz faydalı olabilir. İlk sunumdan 6 ila 12 ay sonra tedaviye dirençli olan inatçı vakalarda, cerrahi müdahaleler düşünülür. Cerrahi müdahaleye alternatif olarak, otojen kan/trombositten zengin plazma (PRP) ile enjeksiyonlar veya ekstrakorporeal şok dalga tedavisi (ESWT) gibi tedaviler değerlendirilebilir, ancak bu tedaviler için kanıtlar sınırlıdır.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.