Dissemine İntravasküler Koagülasyon

Genel Bakış

Özet

Dağıtılmış intravasküler koagülasyon (DIC), koagülasyon yollarının sistemik aktivasyonuyla karakterize edilen, sonuç olarak damar içinde trombüs oluşumuna ve trombositler ile koagülasyon faktörlerinin azalmasına yol açan edinilmiş bir sendromdur. Klinik olarak burun ve diş eti kanaması, hematüri, oligüri, ateş, dispne ve koma görülebilir. Fizik muayenede ise peteşi, ekimoz, kangren, zihinsel dezoryantasyon, hipoksi, hipotansiyon ve gastrointestinal kanama tespit edilebilir. Tanı, DIC’ye neden olan bilinen bir altta yatan durumun varlığına ve azalmış trombosit sayısı, artmış protrombin zamanı, yükselmiş D-dimer/fibrin yıkım ürünleri ve azalmış fibrinojen seviyesi gibi anormal global koagülasyon testlerine dayanır. Yönetimde anahtar adım altta yatan bozukluğun aktif tedavisidir ve DIC’nin tedavisi hastanın durumuna bağlı olarak taze donmuş plazma, trombosit konsantresi, antitrombin III ve heparin gibi seçenekleri içerebilir. Hayatı tehdit eden kanama, akut böbrek yetmezliği ve kangren/parmak kaybı gibi ciddi komplikasyonlar gelişebilir.

Tanı

Dağıtılmış intravasküler koagülasyon (DIC) tanısı için, büyük travma/yanık/organ yıkımı, sepsis/ağır enfeksiyon, ağır obstetrik bozukluklar, bazı maligniteler veya büyük damar bozuklukları gibi altta yatan bir hastalığın varlığı gereklidir. DIC için tek bir tanı testi bulunmadığından, tanı koyarken risk faktörleri, klinik bulgular ve tüm mevcut laboratuvar sonuçları bir arada değerlendirilmelidir. Yaygın klinik bulgular tromboz, kanama veya her ikisini içerir; iskemik bulgular (purpura fulminans, delirium, hipotansiyon gibi) genellikle erken belirtilerken, kanama bulguları (peteşi, ekimoz, hematüri gibi) geç işaretler olarak kabul edilir. İlk laboratuvar değerlendirmesi trombosit sayısı (azalmış), protrombin zamanı (sıklıkla uzamış), fibrinojen (düşük seviyeler) ve D-dimer/fibrin yıkım ürünleri (yükselmiş) testlerini içermelidir. Bu dört testin sonuçları, Uluslararası Tromboz ve Hemostaz Derneği (ISTH) tanısal algoritmasında puanlama sistemi kullanarak DIC’nin şiddetini belirlemek için kullanılır; toplam puan olması belirgin DIC ile uyumludur.

Tedavi

Dağıtılmış intravasküler koagülasyon (DIC) yönetiminin temelini, tetikleyici süreci durdurduğu için altta yatan bozukluğun aktif tedavisi oluşturur. DIC tedavisi, kanama riskine ve altta yatan duruma bağlı olarak farklılık gösterir. Düşük kanama riski olan akut DIC’de veya kronik DIC’de yönetim temel bozukluğun tedavisi ile başlar. Yüksek kanama riski veya aktif kanama olan akut DIC’li hastalarda, temel bozukluğun tedavisine ek olarak trombositler, koagülasyon faktörleri ve koagülasyon inhibitörleri ile ikame tedavisi önerilir. İkame tedavisinde, eksik trombositleri ve koagülasyon faktörlerini yerine koymak için taze donmuş plazma (FFP) ve trombosit konsantreleri kullanılır; FFP, dengeli miktarda koagülasyon faktörleri ve inhibitörleri sağladığı için tercih edilir. Dominant trombotik belirtileri olan kronik DIC’li seçilmiş hastalarda, koagülasyon kaskadını inhibe etmek ve daha fazla trombogenezi önlemek için heparin düşünülebilir. Hiperfibrinoliz ile ilişkili durumlarda (akut promyelositik lösemi gibi), antifibrinolitik ajanlar (aminokaproik asit veya traneksamik asit) konvansiyonel replasman tedavisine dirençli şiddetli kanamada dikkatle kullanılabilir.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.