Özet
Dismenore, adet gören kadınların yaşam kalitesini etkileyen en yaygın jinekolojik semptomlardan biri olarak bilinir. Bu durum, adet öncesi birkaç gün içinde veya adet sırasında ortaya çıkan alt karın ağrısı veya rahim krampları şeklinde deneyimlenir ve genellikle adet kanamasının bitimiyle birlikte hafifler. Dismenore, birincil ve ikincil olmak üzere iki ana alt kategoriye ayrılmaktadır; ancak yalnızca öykü ve fizik muayene ile bu iki tür arasında ayrım yapmak her zaman kolay değildir. Birincil dismenore, herhangi bir pelvik patolojinin yokluğunda meydana gelirken, ikincil dismenore altta yatan bir pelvik patolojinin varlığında görülür. Dismenore, iş veya okuldan devamsızlığa yol açabilen yaygın bir durumdur; bazı çalışmalar, kadınların yaklaşık %50’sinin en az bir kez devamsızlık yaptığını, %5 ila %14’ünün ise sık devamsızlık bildirdiğini göstermektedir.
Tanı
Dismenore tanısı, hastanın tıbbi geçmişi ve fiziksel muayenesi gibi klinik bulgulara dayanarak konulur. Primer dismenore vakalarında, genellikle daha ileri araştırmalara gerek duyulmamaktadır. Tanı sürecinde öncelikle hastanın detaylı bir öyküsü alınır. Bu öykü, ağrının özellikleri, başlangıcı, süresi ve eşlik eden semptomlar (bulantı, kusma, ishal gibi) gibi konuları kapsamalıdır. Ayrıca, adet döngüsünün düzenliliği, süresi ve kanama miktarı gibi menstrüel geçmiş bilgileri, ikincil dismenoreye yol açabilecek altta yatan bir neden (uterin miyomlar, polipler gibi) hakkında ipuçları verebilir. Fizik muayene, özellikle sekonder dismenore nedeninin tanısına yardımcı olmak açısından önemlidir. Şüpheli durumlarda veya primer dismenore tedavisinin başarısız olması halinde, pelvik ultrasonografi, manyetik rezonans görüntüleme (MRI) veya histeroskopi gibi ileri görüntüleme yöntemleri de kullanılabilir.
Tedavi
Primer dismenorenin temel mekanizması, prostaglandinlerin neden olduğu uterin kasılmalar ve hipoksi olarak düşünülmektedir. Dolayısıyla, prostaglandin üretimini azaltan non-steroid anti-enflamatuar ilaçlar (NSAID’ler) gibi tedaviler, primer dismenore tedavisinde genellikle başarılıdır. Ayrıca, ovulasyonu inhibe eden hormonal doğum kontrol yöntemleri de bir tedavi seçeneği olarak düşünülebilir. Sekonder dismenorenin tedavisinde ise öncelik, endometriozis, pelvik inflamatuar hastalık veya miyomlar gibi altta yatan patolojinin belirlenip tedavi edilmesidir. Örneğin, akut pelvik inflamatuar hastalık (PID) için derhal antibiyotik tedavisi önerilmektedir. Hormonal doğum kontrol cihazları, primer dismenoreyi azaltmakla birlikte, aynı zamanda endometriozis gibi durumların tedavisinde de kullanılabilmektedir.
Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.