Deliryum

Genel Bakış

Özet

Deliryum, dikkatsizlik, dağınık düşünme ve bilinç seviyesinde akut ve dalgalı bir değişiklik ile karakterize bir zihinsel durum değişikliğidir. Yüksek morbidite ve mortalite ile seyreden, potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir bozukluktur. Semptomların dalgalı doğası ve sağlık profesyonelleri tarafından yeterince takdir edilmemesi nedeniyle sıklıkla tanınamamaktadır. Deliryumun üç klinik alt tipi bulunmaktadır: huzursuzluk, ajitasyon ve halüsinasyonların görüldüğü hiperaktif deliryum; sersemlik, azalmış motor aktivite ve tutarsız konuşmanın olduğu hipoaktif deliryum; ve bu belirtilerin bir arada görüldüğü karışık deliryum.

Tanı

Deliryum tanısı öncelikle klinik bir tanıdır ve semptomların daha az belirgin olduğu durumlarda sık gözlem gerektirir. Zihinsel Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’na (DSM-5-TR) göre, deliryum tanısı konulabilmesi için bir hastanın aşağıdaki dört özelliği göstermesi gerekir:

  1. Dikkatte belirgin bir bozulma (dikkat odaklama, sürdürme veya değiştirme yeteneğinde azalma ile birlikte).
  2. Bilişsel bir değişiklik (örneğin, bellek kaybı, yön kaybı) veya mevcut demansla daha iyi açıklanamayan bir algısal bozukluğun gelişimi.
  3. Bozulma kısa bir zamanda (genellikle saatler ile günler arasında) gelişir, temel durumdan akut bir değişikliktir ve gün içinde dalgalanma eğilimi gösterir.
  4. Bozulmanın, genel bir tıbbi durumun, madde zehirlenmesinin veya madde yoksunluğunun doğrudan fizyolojik sonuçları tarafından kaynaklandığına dair kanıtlar mevcuttur.

Tanı sürecinde, hastanın önceki bilişsel ve fonksiyonel durumunu belirlemek için dikkatli bir anamnez (hastanın aile üyeleri veya arkadaşlarından alınan bilgilerle) ve fizik muayene yapılması önemlidir. Ayrıca, Konfüzyon Değerlendirme Yöntemi (CAM) veya 4AT gibi tarama araçları, deliryumun tanısında etkili olabilir. Ayırıcı tanıda inme, menenjit, ensefalit ve metabolik anormallikler gibi acil durumlar göz önünde bulundurulmalıdır.

Tedavi

Deliryumun yönetimi, altta yatan nedenin belirlenmesi ve tedavi edilmesi üzerine odaklanır. Tedavi, hastanın hava yolu, solunum ve dolaşımının stabilize edilmesiyle başlar. Altta yatan nedenler arasında enfeksiyonlar, metabolik anormallikler, ilaç toksisitesi veya yoksunluğu, hipoksi, dehidrasyon, ağrı ve cerrahi gibi durumlar bulunur. Örneğin, sepsis şüphesi olan hastalarda laktat seviyeleri ölçülmeli, kan kültürleri alınmalı ve geniş spektrumlu antibiyotikler uygulanmalıdır. Hipotansiyon durumunda sıvı resüsitasyonu yapılmalı ve gerekirse vazopresörler verilmelidir. Alkol bağımlılığı veya Wernicke ensefalopatisi şüphesi olan hastalarda tiamin eksikliği göz önünde bulundurulmalıdır. İlaç toksisitesi veya yoksunluğunun deliryuma neden olduğu durumlarda ilaç seviyeleri dikkate alınmalıdır.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.