Dejenere Servikal Omurga Hastalığı

Genel Bakış

Özet

Dejenere servikal omurga hastalığı, aynı zamanda servikal spondiloz olarak da adlandırılan ve dejeneratif disk hastalığı veya dejeneratif eklem hastalığı gibi terimlerle de anılan, omurganın osteoartritik bir durumudur ve disk ya da faset eklemlerinin yaşa bağlı kendiliğinden dejenerasyonunu içerir. Bu durum, çoğunlukla asemptomatik seyrederken, bazı bireylerde aksiyel boyun ağrısı ve ciddi nörolojik komplikasyonlar şeklinde belirtiler gösterebilir. En sık karşılaşılan nörolojik komplikasyon olan servikal spondilotik radikülopati, ilgili sinir kökü tarafından innerve edilen kaslarda hafif zayıflık ve duyusal kayıp ile birlikte, o sinir köküne özgü bir kol ağrısı deseniyle sonuçlanır. Bir diğer önemli komplikasyon olan dejenere servikal miyelopati, servikal omurilik üzerindeki basınçtan kaynaklanan nörolojik işlev kaybıdır ve bu durum özellikle el beceriksizliği veya ince motor işlev kaybı olarak belirginleşen, üst ve bazen alt ekstremite fonksiyonunda ağrısız bir azalma ile karakterizedir. Tedavi yaklaşımları, hastanın özgün semptomlarına, baskın artritik veya nörolojik komplikasyonlara bağlı olarak büyük ölçüde farklılık gösterir; konservatif tedavi ile hafiflemeyen veya ilerleyici nörolojik kayıp gösteren vakalar, süresine ve şiddetine göre cerrahi dekompresyona ihtiyaç duyabilir.

Tanı

Servikal spondilozun tanımı, disk veya faset eklemlerinin spontan dejenerasyonunu içeren omurga osteoartritine dayanır ve bu durum genellikle herhangi bir semptom vermezken, eklem dejenerasyonunun ilerlemesiyle birlikte semptomatik hale gelir. Semptomatik hastaların tanısında, klinik tablo, eklem hareket kaybı gibi artrite özgü belirtiler veya sinir köklerine (radikülopati) ya da omuriliğe (miyelopati) basıdan kaynaklanan nörolojik komplikasyonlar üzerinden değerlendirilir. Dejenere servikal miyelopati (DCM), omurilikteki sıkışma nedeniyle ortaya çıkan, genellikle ağrısız seyreden nörolojik fonksiyon kaybını içeren, hafif el zayıflığı, el fonksiyonunda koordinasyon kaybı ve hafif yürüme ataksisi gibi belirtilerle kendini gösteren bir sendromdur. Radyolojik incelemede, Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI), omurilik sıkışmasını ve semptomatik DCM varlığında omurilikteki iç T2 sinyal değişikliklerini (beyaz alanlar) göstermesi nedeniyle tanı için kritik öneme sahiptir. MRI’ın yapılamadığı durumlarda ise Bilgisayarlı Tomografi (BT) taraması veya omurilik anormalliklerini daha detaylı göstermek için intratekal kontrastlı BT miyelografi bir sonraki uygun çalışma olarak kabul edilir. Tek bir sinir kökünü ayırt etmekte zorlanılan durumlarda, sinir iletim hızı (NCV) veya denervasyon belirtilerini test eden elektromiyografi (EMG) gibi sinir testleri tanıyı desteklemek için kullanılabilir.

Tedavi

Dejenere servikal omurga hastalığının tedavisi, ortaya çıkan semptomlara göre farklılaştırılmıştır; aksiyel boyun ağrısı genellikle fizyoterapi ve basit analjeziklerle konservatif olarak yönetilirken, servikal spondilotik radikülopatiye bağlı şiddetli kol ağrısı başlangıçta NSAID’ler, fizyoterapi ve servikal traksiyon gibi konservatif önlemlerle tedavi edilir. Çoğu hastada (yaklaşık %75) ağrı 4 ila 6 hafta içinde kendiliğinden azalır, ancak konservatif yaklaşımlara rağmen 2-3 ay içinde çözülmeyen ve tek bir sinir köküne baskı olduğunu gösteren vakalarda cerrahi sinir dekompresyonu (örneğin anterior servikal diskektomi ve füzyon – ACDF) faydalı olabilir. Dejenere servikal miyelopati (DCM) yönetiminde, özellikle hafif semptomları olan veya kötü cerrahi adayları olan hastalar için sert servikal boyunluk ile immobilizasyon içeren konservatif tedavi, randomize çalışmalarda cerrahi dekompresyona eşdeğer sonuçlar göstermiştir. Akut veya ilerleyici semptomları olan hastalarda ise cerrahi dekompresyon, genellikle mevcut ve geri dönüşü olmayan işlev kaybını iyileştirmekten ziyade stabilize etmek amacıyla düşünülür ve bu durum sıklıkla çok seviyeli cerrahi ve füzyon gerektirir; bu işlemler öncesinde kısa süreli (iki haftadan az) kortikosteroidler köprü tedavisi olarak uygulanabilir. Servikal radikülopati için füzyonu önlemeyi amaçlayan servikal artroplasti (yapay disk yerleştirilmesi) gibi yeni cerrahi yaklaşımlar, ikincil operasyonları azaltma ve engellilik sonuçlarını iyileştirme potansiyeli nedeniyle gelecekteki standart tedavi seçeneklerinden biri olabilir.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.