Çoklu Myelom

Genel Bakış

Özet

Çoklu myelom, kemik iliğinde klonal plazma hücrelerinin kontrolsüz çoğalmasıyla karakterize edilen ve tedavisi zor olan hematolojik bir kanser türüdür. Hastaların büyük bir çoğunluğunda en sık rastlanan belirtiler arasında kemik ağrısı ve anemi bulunmaktadır. Hastalık genellikle yorgunluk, sık enfeksiyonlar, kanda yüksek kalsiyum seviyesi (hiperkalsemi) veya böbrek yetmezliği gibi klinik bulgular araştırılırken tespit edilmektedir. Tanısal süreç, serum ve idrar protein elektroforezi ile immünfiksasyonu, serum serbest hafif zincir testleri, kemik iliği muayenesi ve tüm vücut düşük doz bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme çalışmaları gibi çeşitli testleri içermektedir. Hastalığın başlangıç tedavisi, bir immünomodülatör ilaç, bir proteazom inhibitörü, bir anti-CD38 monoklonal antikor ve bir kortikosteroid içeren kombinasyon rejimlerinden oluşmakta, bazı vakalarda bu rejime kemoterapi de eklenebilmektedir. Eşlik eden ciddi hastalığı bulunmayan daha genç hastalar için, otolog kök hücre nakli potansiyel bir tedavi seçeneği olarak değerlendirilmektedir.

Tanı

Çoklu myelom, kemik iliğinde yerleşen plazma hücrelerinin habis bir neoplazmıdır. Bu habis plazma hücreleri, paraprotein veya M-protein olarak adlandırılan anormal (monoklonal) immünoglobulinler veya immünoglobulin parçaları salgılamaktadır. Hastalığın ilerlemesiyle birlikte hiperkalsemi, kemiklerde osteolitik lezyonlar, böbrek fonksiyon bozukluğu, anemi ve tekrarlayan enfeksiyonlar gibi çeşitli komplikasyonlar ortaya çıkabilmektedir. Hastalığın tanısı, diğer plazma hücre neoplazmları ve paraprotein üretimiyle ilişkili diğer B-hücresi malignitelerinden ayırt edilmesini sağlayan, Uluslararası Myeloma Çalışma Grubu tarafından belirlenmiş kesin kriterlere dayanır. Tanı sürecinde detaylı bir öykü alımı ve fizik muayene ile birlikte, serum ve idrar protein elektroforezi, immünfiksasyon ve serbest hafif zincir testleri gibi laboratuvar testleri kritik öneme sahiptir. Kemik iliği biyopsisi ve aspirasyonu, kemik iliğinde klonal plazma hücrelerinin varlığını kanıtlamak ve tanıyı doğrulamak için zorunludur. Kemik hastalığının tespiti için tüm vücut düşük doz BT veya FDG-PET/BT gibi ileri görüntüleme yöntemlerinin kullanılması önerilmektedir.

Tedavi

Aktif çoklu myelom tanısı konulan hastaların tedavisine tanı anında başlanması gerekmektedir. Tedavinin temel amaçları remisyon sağlamak, genel sağkalım süresini uzatmak, semptomları hafifletmek, yaşam kalitesini korumak ve tedaviye bağlı toksisiteyi en aza indirmektir. Tedavi kararları, hastanın kök hücre nakline uygunluğu ve hastalığın risk sınıflandırması dikkate alınarak verilmektedir. Nakil için uygun olan hastalarda, indüksiyon tedavisi genellikle bortezomib artı lenalidomid artı deksametazon (VRD) veya karfilzomib artı lenalidomid artı deksametazon (KRD) gibi üçlü ya da daratumumab artı bortezomib artı lenalidomid artı deksametazon (Dara-VRD) gibi dörtlü rejimleri içermektedir. Nakil adayı olmayan hastalarda da benzer çoklu ilaç rejimleri tercih edilmekte, ancak hastanın yaşı, performans durumu ve eşlik eden hastalıkları göz önünde bulundurularak doz ayarlamaları yapılabilmektedir. Kök hücre nakli sonrasında veya nakil adayı olmayanlarda indüksiyon tedavisinin ardından remisyonu sürdürmek ve sağkalımı uzatmak amacıyla idame tedavisi uygulanmaktadır. Nüks eden veya tedaviye dirençli hale gelen hastalarda ise, önceki tedavi geçmişi ve nüksün agresifliği değerlendirilerek yeni nesil hedefe yönelik ajanlar içeren kurtarma rejimlerine geçilmektedir. Tedaviye yanıt veren tüm hastaların neredeyse tamamı zamanla nüks yaşayacağı için, tedavi süreci boyunca düzenli takip hayati önem taşımaktadır.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.