Özet
Hacim azalması, çocuklarda extravasküler ve intravasküler sıvı dengesinin bozulması sonucu intravasküler volümün azalmasıyla ortaya çıkan, acil değerlendirme ve tedavi gerektirebilen bir durumdur. Klinik bulgular yaşa ve nedenine göre değişir; erken dönemde irritabilite, susuzluk, aktivite azalması ve taşikardi gibi sinsi belirtiler görülebilirken ilerlemiş olgularda gecikmiş kapiller dolum, kuru mukozalar, çökük gözler, azalmış cilt turgoru, oligüri ve nihayet hipotansiyon ile dolaşım çöküşü gelişebilir. Gastroenterit en sık rastlanan etyolojidir; kanama, böbrek kaynaklı su/elektrolit kayıpları, yanıklar, aşırı terleme ve kapiler sızıntı yapan durumlar da önemli nedenlerdir. Tanı klinik değerlendirmeye dayanır; laboratuvar ve görüntüleme gerektiğinde şiddeti, altta yatan nedeni ve komplikasyonları belirlemek için kullanılır. Hafif–orta vakalar oral rehidrasyonla yönetilirken şiddetli hipovolemi veya şok durumlarında hızlı intravenöz izotonik kristaloid resüsitasyonu başlatılmalıdır. Zamanında tanı ve uygun müdahale ile prognoz genellikle iyidir.
Tanı
Hacim azalması tanısı büyük oranda anamnez ve fizik muayeneye dayanır; özellikle ağızdan alım, kusma/ishal geçmişi ve idrar çıkışı sorgulanır. Klinik göstergeler arasında uzamış kapiller dolum süresi, azalmış cilt turgoru, kuru mukozalar, taşikardi ve değişen mental durum öne çıkar. Hipotansiyon çocuklarda geç ve kötü prognoz işaretidir. Laboratuvar testleri (serum elektrolitleri, üre/kreatinin oranı, kan gazı, tam kan sayımı, glukoz, idrar tetkikleri) hem altta yatan mekanizmayı ayırt eder hem de tedaviye rehberlik eder. Görüntüleme (US/BT) travma, gizli kanama veya intraabdominal patoloji şüphesinde kullanılmalıdır. Klinik puanlama sistemleri tanı doğruluğunu artırabilir; tedaviye cevap tanısal değerlendirmeyi de yönlendirir.
Tedavi
Tedavinin önceliği intravasküler volümü hızla geri yükleyerek organ perfüzyonunu sağlamaktır. Hafif–orta enterik kayıplarda WHO uyumlu oral rehidrasyon çözeltileri (sık küçük hacimlerde, 2–4 saatte toplam 50–100 ml/kg rehberliği) ve yaşa uygun beslenme temel yaklaşımıdır; kusma varsa oral ondansetron ve/veya nazogastrik ORS uygulaması düşünülebilir. Şiddetli hacim azalması veya hemodinamik instabilitede izotonik kristaloid (örn. %0.9 NaCl veya dengeli kristaloidler) 20 ml/kg boluslar halinde verilir, gerekirse tekrarlanır; intravenöz erişim gecikiyorsa intraosseöz yol kullanılmalıdır. Kanamalı kayıplarda hemostaz sağlanıp gerekirse kan ürünleri (genellikle 5–10 ml/kg) verilir. Yanıklarda TBSA’ye göre özel rehidrasyon protokolleri uygulanır; DKA’da başlangıç sıvı desteği izotonik kristaloidler ve uzman eşliğinde insülin terapisiyle birlikte yönetilir. Septik şokta erken geniş spektrumlu antibiyotikler ile birlikte agresif sıvı desteği verilmeli; vazopresör desteği ve ileri monitörizasyon gerektiğinde erkenden sağlanmalıdır. Anafilakside intramüsküler adrenalin ilk basamaktır; eş zamanlı izotonik sıvı bolusları ile intravasküler hacim desteklenir. Tedavi sırasında elektrolit ve glukoz düzeyleri sık izlenmeli, hiponatremi/hipernatremi riskine göre sıvılar ayarlanmalıdır.
Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.