Çinko Eksikliği

Genel Bakış

Özet

Çinko eksikliği, büyüme, bağışıklık, tat ve koku duyusu, yara iyileşmesi, protein sentezi ve cilt-saç sağlığında rol oynayan temel bir eser elementin yetersizliğidir ve klinik olarak çok çeşitli, sıklıkla sinsi belirtilerle kendini gösterir; semptomlar arasında geciken yara iyileşmesi, tat bozuklukları, iştah kaybı, saç dökülmesi, üreme sorunları ve artmış enfeksiyon eğilimi öne çıkar. Serum veya plazma çinko ölçümleri tanı değerlendirmesinde yardımcıdır ancak marjinal eksikliklerin tespitinde duyarlılık sınırlıdır; bu nedenle tipik semptomatik tabloda ve yüksek riskli kişilerde ampirik oral takviye düşünülmelidir. Standart oral çinko tedavileri çoğunlukla güvenli olup serum düzeylerini düzeltir ve semptomlarda iyileşme sağlar; çok yüksek dozlarda gastrointestinal yan etkiler, demir ve bakır emilim bozulmaları ve lipid ile immün yanıtta olumsuz etkiler görülebilir, bu nedenle uzun dönem yüksek doz kullanımında bakır takibi ve doz ayarlaması gereklidir.

Tanı

Çinko eksikliği tanısı multisistem semptomların ve risk faktörlerinin bir araya gelmesiyle klinik şüpheye dayanarak başlar; kesinleştirmek için serum veya plazma çinko düzeyi ölçülür ve hamile olmayan yetişkinlerde 9.2 mikromol/L’nin (60 µg/dL) altı veya 10.7 mikromol/L’nin (70 µg/dL) altındaki değerler anormal kabul edilir. Tanıda eşzamanlı olarak demir, folat, vitamin B12 ve 25-OH D vitamini gibi diğer mikronutrientlerin değerlendirilmesi önerilir çünkü çoklu besin eksiklikleri sık eşlik eder; hücresel çinko ölçümleri araştırma ortamında daha stabil göstergeler sunsa da klinikte rutin kullanılmaz. Akut ya da şiddetli deri bulguları, ishal ve büyüme geriliği ile karakterize akrodermatit enteropatikası tipik bir ağır eksiklik tablosu olup ZIP4 gibi bağırsak çinko taşıyıcı gen mutasyonları yönünden genetik testlerle desteklenebilir. Klinik değerlendirme; ayrıntılı beslenme öyküsü, ilaç kullanımı sorgulaması, malabsorpsiyon ve kronik hastalık varlığı ile fizik muayene bulgularının sistematik kaydı üzerine kuruludur.

Tedavi

Çinko eksikliği tedavisinin temelini ağızdan çinko takviyesi oluşturur; yetişkinlerde yaygın uygulanan aralık günlük elemental çinko için yaklaşık 20–40 mg’dır ve şiddetli eksikliklerde veya malabsorpsif durumlarda akut olarak >50 mg/gün veya kilogram başına 0.5–1 mg/kg/gün dozları uygulanabilir. Tedavi sürecinde biyoyararlanımı yüksek formülasyon seçimi, ilaç-etkileşimleri ve besinlerle etkileşimler göz önünde tutulmalıdır; çinko sülfat, çinko asetat ve çinko glukonat gibi formülasyonlar mevcuttur ve farklı formların emilim özellikleri klinik etkinliği etkileyebilir. Takviye sırasında 3 ila 6 ay içinde klinik düzelme ve serum çinko normalizasyonu beklenir; yanıt yoksa doz yeniden değerlendirilir veya altta yatan malabsorpsiyon ve kronik hastalıklar araştırılır. Uzun süreli yüksek doz çinko kullanan hastalarda (özellikle >40 mg/gün) bakır eksikliği riski nedeniyle seri bakır düzeyleri izlenmeli ve gerekiyorsa eşzamanlı düşük doz bakır takviyesi sağlanmalıdır. Parenteral çinko nadiren gereklidir ve yalnızca kısa barsak sendromu, yüksek gastrointestinal kayıplar veya uzun süreli total parenteral beslenme durumu gibi özel durumlarda, klinik parametrelere göre ayarlanmış intravenöz dozlarla uygulanır.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.