Özet
Beyin tümörü, kafatası içinde bulunan beyin, kranial sinirler, meninksler, kafatası, hipofiz bezi ve epifiz bezi gibi herhangi bir dokuda ortaya çıkan anormal bir hücre çoğalmasıdır. Bu tümörler genel olarak iyi huylu (benign) veya kötü huylu (malign) olarak sınıflandırılmakta olup, kökenlerine göre de iki ana gruba ayrılırlar; bunlar kafatası içinde başlayan birincil (primer) tümörler veya vücudun başka bir bölgesindeki kanserden kaynaklanarak buraya yayılan ikincil (sekonder) metastatik tümörlerdir. Hastalar sıklıkla artmış intrakraniyal basınç belirtileri ile başvurmakta olup, bu belirtiler arasında şiddetli baş ağrısı, değişmiş mental durum, bulantı ve kusma yer alırken, yürüme anormalliği de sık karşılaşılan bir başvuru şikayetidir. Beyin tümörlerinin sınıflandırılması, 2021 Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kriterlerine göre çok sayıda varyant tanımlanarak yapılmıştır ve meningioma, akustik nöroma (vestibüler şvanom), medulloblastom, gliomlar, kraniyofaringioma, primer santral sinir sistemi (CNS) lenfoması ve hipofiz adenomları (fonksiyon göstermeyen, akromegali, Cushing sendromu ve prolaktinoma) gibi durumlar bu kapsamda değerlendirilir.
Tanı
Beyin tümörlerinin tanı süreci, öncelikle hastanın bildirdiği semptomlar ve detaylı tıbbi öykünün alınmasıyla başlar, ardından tanısal görüntüleme ve doku biyopsisi gibi ileri yöntemlerle kesinleştirilir. Hastalar, tümörün intrakraniyal yerleşimine bağlı olarak ortaya çıkan fokal nörolojik defisitler veya genel olarak artmış intrakraniyal basınç bulguları, yani baş ağrısı, bulantı ve kusma gibi şikayetlerle klinik tabloya sahiptir. Tanısal görüntüleme teknikleri bu durumların çoğunda temel rol oynamaktadır; örneğin meningioma tanısı, kontrast madde verilerek veya verilmeden çekilen manyetik rezonans görüntüleme (MRI) üzerindeki karakteristik radyolojik görünümü ile doğrulanmaktadır. Benzer şekilde akustik nöroma (vestibüler şvanom) tanısı, gadolinyum ile güçlendirilmiş MRI ile konulurken, medulloblastom için bilgisayarlı tomografi (BT) ve MRI’a ihtiyaç duyulur. Gliomların kesin tanısı, kafa içi görüntüleme sonuçlarıyla birlikte elde edilen cerrahi biyopsi ile konulurken, kraniyofaringioma değerlendirilmesi kraniyal MRI, BT ve kapsamlı bir endokrin fonksiyon değerlendirmesini içerir. Primer CNS lenfomasının tanısı, hastanın öyküsü ve fizik muayenesiyle birlikte görüntüleme (BT/pozitron emisyon tomografisi), doku biyopsisi ve immünohistokimyasal, akış sitometrik ve sitogenetik testlerden elde edilen hücre belirteçlerini içeren laboratuvar testlerine dayanır. Hipofiz adenomları ve ilişkili endokrin bozukluklar için tanı, sıklıkla endokrinolojik inceleme ve kraniyal MRI kullanılarak konulur ve akut baş ağrısı şikayeti ile başvuran hastaların çoğunda benign bir neden olsa da, yaşamı tehdit eden potansiyel nedenler için klinik şüphecilik daima korunmalıdır.
Tedavi
Beyin tümörlerinin tedavisi, tümörün morfolojik tipine, kafatası içindeki yerleşim yerine, büyüklüğüne ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak kişiselleştirilmiş bir multidisipliner yaklaşımla belirlenir. Asimptomatik meningiomalar, iyi huylu olmalarına rağmen, dikkatli seri gözlem ile takip edilebilirken, semptomatik veya büyüme eğilimi gösteren tümörler için cerrahi rezeksiyon, radyasyon terapisi ve stereotaktik radyocerrahi gibi tedaviler yaygın olarak uygulanmaktadır. Akustik nöroma tedavisinde, kitle kontrolü ve işitmenin korunması amacıyla cerrahi çıkarma veya stereotaktik radyocerrahi tipik yaklaşımlardır. Medulloblastomun hem tanısal hem de tedavi planlaması amaçlı cerrahi rezeksiyonu genellikle ilk adımı oluşturur, ardından radyasyon ve kemoterapi uygulanır; gliomların tedavisinde de cerrahi rezeksiyon, radyoterapi ve kemoterapi yer alabilir ve bu tümörlerin prognozu, düşük dereceli iyi huylu tiplerde daha iyi, yüksek dereceli tiplerde ise kötü olma eğilimindedir. Kraniyofaringioma için cerrahi rezeksiyon ve/veya radyasyon terapisi kullanılırken, sıklıkla gelişen hipofiz disfonksiyonu nedeniyle hormon replasman tedavisi gerekebilir. Primer CNS lenfoması için ise kemoterapi, radyasyon terapisi veya bu yöntemlerin bir kombinasyonu yaygın olarak tercih edilirken, prolaktinoma gibi hormon salgılayan hipofiz adenomlarında dopamin agonistleri gibi ilaç tedavisi birinci basamak tedavi olarak kabul edilir. Diğer hipofiz adenomları için cerrahi çıkarma (transsfenoidal hipofizektomi) ve bazı durumlarda radyoterapi uygulanır.
Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.