Baş Dönmesi

Genel Bakış

Özet

Baş dönmesi, bozulmuş mekansal yönelim hissi olarak tanımlanan yaygın bir semptomdur. Hastalar bu terimi baş dönmesi, dengesizlik, pre-senkop veya vertigo gibi farklı durumları tanımlamak için kullanabilirler. Bu semptom türleri genellikle birbiriyle örtüşmektedir ve hastaların %60’ından fazlası birden fazla baş dönmesi türü yaşamaktadır. Genel popülasyonda baş dönmesi prevalansı %15 ile %30 arasında değişirken, 85 yaşın üzerindeki hastalarda bu oran %50’ye yaklaşmaktadır. Etiyoloji çeşitlilik göstermekle birlikte, vestibüler, kardiyovasküler, nörolojik ve psikojenik nedenler başlıca kaynaklardır.

Tanı

Baş dönmesi tanısı, çoğunlukla detaylı bir hasta öyküsü ve klinik muayeneye dayanır. Öykü alımında, semptomların başlangıcı, süresi ve tetikleyicilerine özel dikkat gösterilmelidir. Fizik muayene, otoskopi, göz muayenesi ve santral sinir sistemi muayenesini içermelidir. Manyetik rezonans görüntüleme (MRI) gibi ileri tetkikler, nörolojik patolojiyi tespit etmek için faydalı olabilir. Tanısal belirsizlik durumlarında, vestibüler fonksiyon testleri (elektronistagmografi, kalorik testler vb.) veya kardiyovasküler neden şüphesi varsa kardiyovasküler fonksiyon testleri de gerekli olabilir. Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV) gibi bazı durumların tanısı için özel testler (Dix-Hallpike manevrası) kullanılabilir.

Tedavi

Belge, baş dönmesinin yönetimi ve tedavisine dair kısıtlı bilgiler içermektedir. Belirli durumlarda, tanı konulduktan sonra antikoagülasyon veya antiplatelet tedavisine başlanması önerilebilir. Bazı merkezlerde tromboliz, trombektomi ve stentleme gibi intravasküler tedaviler de uygulanabilmektedir. Vestibüler fonksiyon testleri, tanının doğrulanmasının yanı sıra rehabilitasyon için de faydalı olabilmektedir.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.