Akut Perikardit: Klinik Sunum ve Tanı

Klinik Sunum ve Tanı

GİRİŞ:

Perikardiyum, visseral ve paryetal katmanlardan oluşan fibroelastik bir kese olup, bu katmanlar arasında perikardiyal boşluk bulunur. Bu boşluk, normalde plazmanın bir ultrafiltratını içeren yaklaşık 15-50 mL sıvı ile doludur. Perikardiyum hastalıkları, çeşitli klinik senaryolarda ortaya çıkabilir ve en sık görüleni akut perikardittir. Daha spesifik olarak, perikard inflamasyonudur. Özellikle bu tablo, hızlı başlangıçlı göğüs ağrısı ve belirgin EKG değişiklikleri ile karakterizedir.

Akut Perikardit, perikardiyumun iltihaplanmasıyla karakterize bir hastalıktır ve erken müdahale edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açar. Genellikle, tipik belirtileri keskin göğüs ağrısı, perikardiyal sürtünme sesi ve yaygın ST yükselmesi gibi EKG bulgularını içerir. Viral enfeksiyonlar en sık görülen nedenler arasında yer alırken, otoimmün hastalıklar ve maligniteler de bu hastalığın gelişimine neden olabilir. Bununla birlikte, bazı vakalarda hastalık kendiliğinden iyileşebilirken, diğerlerinde tedavi gerekir.

EPİDEMİYOLOJİ:

Akut perikardit, kardiyak hastalıklar arasında en sık görülen perikardiyal rahatsızlıktır. Özellikle, hastaneye yatışı gerektiren vakaların %0,1 ila %0,2’sinde görülmektedir. Ayrıca, iskemik olmayan göğüs ağrısıyla acil servise başvuran hastaların yaklaşık %5’inde perikardit saptanmıştır. Nitekim, Kuzey İtalya’da yapılan bir çalışmada, perikardit insidansının yılda 100.000 kişide 27,7 vaka olduğu belirlenmiştir.

KLİNİK ÖZELLİKLER:

Klinik özellikleri genellikle belirgindir ve bu sayede tanı koymada yardımcı olur:

  • Göğüs Ağrısı: Çoğu zaman, keskin, plöretik tarzda olup, oturma veya öne eğilme pozisyonunda rahatlar. Bu nedenle, ağrının şiddeti yatarken artar ve inspirasyon ile belirginleşir.

  • Perikardiyal Sürtünme Sesi: Sol sternal sınırda stetoskop ile duyulan karakteristik bir “gıcırtı” sesi olarak tanımlanır. Bu ses, perikardit tanısında oldukça spesifiktir.

  • Elektrokardiyogram (EKG) Değişiklikleri: Yaygın ST segment yükselmesi ve PR segment depresyonu, akut perikardit tanısında sık görülen bulgulardır. Ancak, miyokardiyal iskemiden ayırt edilebilmesi için dikkatli bir değerlendirme gerektirir.

  • Perikardiyal Efüzyon: Her ne kadar her zaman mevcut olmasa da, akut perikardit vakalarının bir kısmında perikardiyal efüzyon gelişir.

TANISAL YAKLAŞIM:

Akut perikardit tanısı için birkaç temel tanısal yöntem vardır:

  • EKG: Akut perikardit tanısında oldukça önemlidir. Genellikle, yaygın ST segment yükselmesi ve PR segment depresyonu gibi bulgular mevcuttur.

I: PR depresyonu ile yaygın ST yükselmesi
II: ST ve PR segmentlerinin normalleşmesi
III: yaygın derin T dalgası inversiyonları
IV: EKG’nin normalleşmesi

 

  • Ekokardiyografi: Kardiyak tamponad şüphesi olduğunda veya perikardiyal efüzyonun boyutunu değerlendirmek amacıyla kullanılır.

  • Biyokimyasal Testler: C-reaktif protein (CRP), eritrosit sedimantasyon hızı (ESR) ve kardiyak troponin düzeyleri, iltihap ve miyokardiyal hasarı gösterir.

TANI:

Akut perikardit tanısı, aşağıdaki kriterlerden en az ikisinin varlığı ile konur:

  1. Tipik göğüs ağrısı
  2. Perikardiyal sürtünme sesi
  3. EKG’de yaygın ST yükselmesi
  4. Yeni veya artmış perikardiyal efüzyon

Bu kriterler, tanının hızlı ve doğru bir şekilde yapılmasına yardımcı olur.

SONUÇ:

Akut perikardit, özellikle göğüs ağrısı ile başvuran hastalarda dikkat edilmesi gereken önemli bir klinik durumdur. Doğru tanı ve uygun tedavi ile komplikasyonların önlenmesi mümkündür. Viral etiyolojiler genellikle semptomatik tedavi ile kontrol altına alınabilirken, daha ciddi vakalarda ilaç tedavisi ve yakından takip gerekebilir.

Uzm. Dr. Ömer Faruk İŞLEYEN

Yazıyı Paylaş