Özet
Aksiyel spondiloartrit, psoriatik artrit, enteropatik artrit ve reaktif artrit gibi durumlarla klinik belirtileri örtüşen ve HLA-B27 geni ile ilişkili heterojen bir durum grubu olan spondiloartritler sınıfına ait kronik ilerleyici inflamatuar bir artrit türüdür. Bu hastalık, omurga ve sakroiliak eklemlerde radyografik değişikliklere yol açabilir ve bu radyografik aşama, Ankilozan Spondilit (AS) olarak adlandırılmaktadır. Hastalığın tipik klinik özelliği, sinsi bir başlangıcı olan, sabahları kötüleşen ve egzersizle belirgin şekilde iyileşen iltihaplı bel ağrısıdır. Çoğu hastanın non-steroid anti-inflamatuar ilaçlara (NSAID’ler) olumlu yanıt vermesi tanısal olarak karakteristik bir bulgu olup, tedavinin temel taşlarını fizyoterapi ve NSAID’ler oluşturmaktadır. Bu temel yaklaşımlara dirençli olan kişilerde ise tümör nekroz faktörü-alfa (TNF-a) inhibitörleri ve interlökin-17 (IL-17) inhibitörleri gibi biyolojik ajanlar önemli bir tedavi seçeneği olarak devreye girmektedir.
Tanı
Aksiyel spondiloartrit tanısının konulmasında temel nokta, hastadaki iltihaplı bel ağrısı özelliklerinin doğru bir şekilde tanımlanmasıdır. Bu ağrı sendromu genellikle yirmi yaş ve üzerindeki bireylerde başlar ve üç aydan uzun süren sinsi bir başlangıç gösterir. İltihaplı bel ağrısının tipik semptomları arasında sabah erken saatlerde belirginleşen ve bir saatten fazla sürebilen bel sertliği, egzersizle sertlikte ve ağrıda iyileşme, dinlenmeyle geçmeyen şikayetler, non-steroid anti-inflamatuar ilaçlarla semptomların çözülmesi, alternatif kalça ağrısı ve gecenin ikinci yarısında hastayı uykudan uyandıran ağrı yer alır. Bu semptomlardan en az ikisinin bulunması iltihaplı bel ağrısı şüphesini güçlü bir şekilde destekler ve üç aydan fazla süren şikayetleri olan hastaların kapsamlı değerlendirme için uzman bir romatoloji merkezine erken yönlendirilmesi, yapısal hasarın ilerlemesini önlemede kritik öneme sahiptir. Tanısal görüntüleme yöntemleri arasında Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) ile aktif iltihabın saptanması ve radyografiler ile yerleşik hasarı temsil eden sakroiliit kanıtının ortaya konması bulunmaktadır.
Tedavi
Aksiyel spondiloartrit tedavisinin birincil amacı, omurgada yapısal hasarın birikimini ve buna bağlı olarak gelişebilecek uzun vadeli engelliliği önlemektir. Bu hedefe ulaşmak için tedavinin temel taşlarını sürekli fizyoterapi ve non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar (NSAID’ler) oluşturmaktadır ve bu ajanlar aktif aksiyel spondiloartritli tüm hastalarda semptomatik kontrol sağlamak amacıyla önerilir. Hastalar, aktif kalmaları, günlük düzenli esneme ve egzersiz programına katılmaları ve sabah sertliğini azaltmaya yardımcı olabilecek sert bir yatak kullanmaları konusunda teşvik edilmelidir. NSAID tedavisine rağmen yeterli semptomatik kontrol sağlanamayan ve hastalığı aktif seyreden kişilerde, tümör nekroz faktörü-alfa (TNF-a) inhibitörleri ve interlökin-17 (IL-17) inhibitörleri gibi biyolojik hastalık modifiye edici anti-romatizmal ilaçlara (bDMARD’lar) başlanır. Tedaviye ek olarak, hastaların kardiyovasküler risklerinin yönetimi ve iritis gibi eklem dışı belirtiler konusunda farkındalık geliştirilmesi de yönetimin önemli bileşenlerindendir.
Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.