Özet
Polikistik over sendromu geniş bir fenotipik yelpazeye sahip, endokrin ve metabolik bozukluklarla ilişkili kronik bir durum olup üreme çağındaki kadınlarda anovülasyon, hiperandrojenizm ve overlerin polikistik morphology ile karakterizedir; hastalık, hem fertilite sorunlarına hem de kardiyometabolik risklerin artışına yol açar ve yaşam boyu izlem ile çok disiplinli yönetim gerektirir. Klinik sunum adet düzensizlikleri, hirsutizm, akne, kilo artışı ve infertilite gibi bulgular etrafında yoğunlaşır; metabolik sendrom, insülin rezistansı, dislipidemi ve tip 2 diyabet gelişme riski belirgin şekilde yüksektir, bu nedenle değerlendirme hem üreme hem de metabolik eksenleri kapsamalıdır. Tedavi amaçları semptom kontrolü, ovulasyonun yeniden sağlanması, fertilitenin düzeltilmesi ve uzun dönem kardiyometabolik risklerin azaltılmasını içerir; yaşam tarzı müdahaleleri, farmakoterapi, endokrinolojik ve jinekolojik girişimler ile bireyselleştirilmiş bir yaklaşım esastır. Hasta eğitimi ve uzun dönem takip, tedavi yanıtını değerlendirmek, komorbiditeleri erken saptamak ve yaşam kalitesini iyileştirmek açısından kritik öneme sahiptir.
Tanı
Tanıda dikkatli anamnez, ayrıntılı fizik muayene ve seçilmiş laboratuvar testleri ile ultrasonografi değerlendirmesinin kombinasyonu kullanılır; tanı, anovülasyon kanıtı, klinik ya da laboratuvarla saptanan hiperandrojenizm ve over morfolojisi bulgularının uyumuna göre konulur. Tanı sürecinde insülin direnci, tiroid hastalıkları, hiperprolaktinemi ve adrenal bozukluklar gibi ikincil nedenlerin elenmesi gerekir. Özellikle üreme isteyen hastalarda ovulatuvar fonksiyonun değerlendirilmesi ve infertiliteye yönelik hedeflenmiş testler yapılır; metabolik risk değerlendirmesi için açlık glukozu, insülin ölçümleri, HbA1c ve lipid profili baz alınır. Tanı kriterleri hasta yaşı, kilo durumu ve klinik fenotipe göre uyarlanır; girişimsel veya ileri görüntüleme nadiren gerektiğinde devreye girer.
Tedavi
Tedavi bireyselleştirilmiş olup amaçlar adet düzeninin sağlanması, hiperandrojenik semptomların azaltılması, metabolik risklerin düşürülmesi ve fertilitenin geri kazanılmasıdır. İlk basamakta kilo fazlalığı olan hastalarda yaşam tarzı değişiklikleri ağırlık azaltımı, diyet ve egzersiz programları ile hedeflenir; bu müdahaleler hem ovulasyonu yeniden başlatabilir hem de insülin duyarlılığını artırabilir. Farmakoterapide hormonal kontraseptifler adet düzeni sağlamak ve hiperandrojenizmi baskılamak için sık kullanılır; antiandrojen ajanlar, insülin sensitizer ilaçlar ve ovulasyon indüksiyonu için klomifen sitrat veya letrozol gibi ajanlar fertilite hedeflerine göre seçilir. Metabolik risk taşıyan olgularda glukoz ve lipid kontrolünü iyileştirecek yaklaşımlar ve gerektiğinde kardiyovasküler risk faktörlerinin tedavisi uygulanır. Cerrahi seçenekler, laparoskopik ovarian drilling gibi, seçilmiş fertilite dirençli vakalarda alternatif olarak değerlendirilir; tedavi sürecinde yan etkiler ve uzun dönem sonuçlar hasta ile paylaşılır ve düzenli izlem planlanır.
Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.