Prion Hastalığı

Genel Bakış

Özet

Prion hastalıkları nadir ancak ilerleyici ve ölümcül nörodejeneratif bozukluklardır; insanlarda en sık sporadik formla ortaya çıkarak tüm vakaların büyük çoğunluğunu oluşturur, daha az sıklıkla genetik ve çok nadiren edinilmiş formlar görülür. Klinik tablo genellikle hızla ilerleyen demansla başlar ve davranış değişiklikleri, hafıza ve yürütücü işlev bozuklukları, görsel bozukluklar, miyoklonus, ataksi ve çeşitli hareket bozuklukları içerebilecek bir nörolojik sendromla devam eder. Tanıda beyin manyetik rezonans görüntüleme (özellikle DWI/ADC ve FLAIR dizileri) ve BOS RT-QuIC gibi yüksek özgüllük ve duyarlılığa sahip testler temel rol oynar; EEG ve bazı BOS biyomarkerları ek bilgi sağlar. Kesin tanı için patoloji (biyopsi/otopsi) gereklidir ancak biyopsi yanlış negatiflik riski taşır. Mevcut durumda prion hastalıkları için etkili bir tedavi yoktur; yönetim semptomatik ve palyatif bakıma odaklanır ve yaşam kalitesini korumaya yönelik destekleyici önlemler ile komplikasyonların önlenmesi ön plandadır.

Tanı

Tanı, klinik değerlendirme ile başlar; hızlı ilerleyen demans ve tipik nörolojik bulgulara sahip olgularda priorite MRI (DWI/ADC/FLAIR), BOS RT-QuIC, EEG ve gerektiğinde BOS protein belirteçleri ile değerlendirme yapılır. MRI’da kortikal şeritlenme, bazal gangliyon ve talamus hiperintensiteleri CJD’ye güçlü işaretlerdir; RT-QuIC BOS’ta doğrudan prion varlığını gösterir ve yüksek tanısal değere sahiptir. EEG periyodik keskin dalga kompleksleri gösterebilir ancak duyarlılığı sınırlıdır. PRNP genetik testi genetik formların tanımlanmasında zorunlu olarak düşünülür; örnekler uzman laboratuvara gönderilmelidir. Beyin biyopsisi tanı koydurucu olabilir fakat invazif riskleri, yanlış negatiflik ve sterilizasyon sorunları nedeniyle yalnızca seçilmiş durumlarda düşünülür; otopsi kesin tanı için teşvik edilir.

Tedavi

Tedavi küratif olmayıp semptomları hafifletmeye ve komplikasyonları önlemeye yöneliktir. Anksiyete ve ajitasyon için klonazepam, lorazepam, trazodon veya SSRI’ler kullanılabilir; ağır ajitasyon veya psikozta düşük doz antipsikotikler tercih edilir. Miyoklonus semptomatik olarak benzodiazepinler ve uygun antikonvülzanlarla tedavi edilir; valproat kullanımında dikkatli olunmalıdır. Uyku bozukluklarında trazodon önde gelen tercih olup diğer hipnotikler gerektiğinde dikkatle verilir. Ağrı yönetimi paracetamol, NSAID’ler ve gerektiğinde opioidlerle basamaklıdır. Genel bakımda solunum, beslenme ve tromboz profilaksisi, bası yaraları ve enfeksiyonların önlenmesi gibi destekleyici önlemler merkezidir. Birincil ve ikincil korunma stratejileri; kontamine doku/ürün kullanımını engelleme, kan ürünleri taraması ve tıbbi cihazların uygun dekontaminasyonu şeklindedir.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.