Yetişkinlerde Sepsis

Genel Bakış

Özet

Sepsis, enfeksiyona bağlı olarak konakçının yaşamı tehdit eden organ disfonksiyonuyla karakterize sistemik inflamatuar ve disregülasyonel bir yanıt olup, erken tanı ve hızlı, eşzamanlı müdahale gerektiren bir klinik sendromdur. Klinik spektrumu hafif septik şok öncesi ve septik şok dahil olmak üzere çok geniş olup, erken volüm resüsitasyonu, uygun ampirik antimikrobiyal başlanması, kaynak kontrolü ve organ destek tedavilerinin eşzamanlı ve koordineli uygulanmasıyla mortalite ve morbidite belirgin şekilde azaltılabilir. Tanı süreçleri hem klinik değerlendirme hem de laboratuvar ve organ fonksiyon ölçümlerine dayanır; yaygın kullanılan skorlama sistemleri organ disfonksiyonunu nicelendirerek risk sınıflandırması ve takip için rehberlik sağlar. Yönetim çok disiplinli bir yaklaşım; infeksiyon hastalıkları, yoğun bakım, cerrahi ve ilgili uzmanlıkları içerir ve bakım akışları protokollere dayalı olarak erken hedeflenen işlemlerle yürütülür. İzlem, komplikasyonların erken tespiti ve uzun dönem fonksiyonel sonuçların optimize edilmesi için planlanır ve rehabilitasyon ile entegrasyon önemlidir.

Tanı

Tanı, sistemik enfeksiyon belirtileriyle birlikte yeni gelişen organ disfonksiyonu varlığının saptanmasına dayanır; klinikte hemodinamik instabilite, mental durum değişiklikleri, hipoksi, oligüri ve koagülopati gibi bulguların kombinasyonu değerlendirilir. Standardize skorlama sistemleri, sepsisin tanısal ve prognostik sınıflandırılmasında kullanılır; bu sistemler solunum, kardiyovasküler, renal, koagülasyon, karaciğer ve nörolojik parametreleri kapsayan objektif ölçümler sağlar. Tanıda hızlı laboratuvar testleri, laktat ölçümü, tam kan sayımı, böbrek ve karaciğer fonksiyon testleri ile mikrobiolojik örnekleme büyük rol oynar; görüntüleme ise infeksiyon kaynağının lokalizasyonunda ve ayırıcı tanıların elimine edilmesinde yardımcıdır. Tanı sürecinde zaman kritik olup, şüphe halinde erken müdahale planlanması tanısal gecikmelerin mortalite üzerindeki olumsuz etkisini azaltır.

Tedavi

Tedavi, erken ampirik geniş spektrumlu antimikrobiyallerin uygun doz ve yolla verilmesi, hemodinamik stabilizasyon için hedefe yönelik sıvı resüsitasyonu ve gerektiğinde vazopressör desteği, infeksiyon odağının hızlı şekilde kontrolü için cerrahi veya girişimsel işlemler ve organ destek tedavilerinin koordinasyonuna dayanır. İlk sıvı resüsitasyonu kristalloid çözeltilerle hedeflenmiş olup, yanıtın yokluğunda vazopressör başlanması önerilir; norepinefrin ilk tercih vazopressördür. Mekanik ventilasyon, renal replasman tedavisi, glukoz hedeflemesi ve stresül kortikosteroidlerin seçilmiş olgularda kullanımı gibi destekleyici yaklaşımlar organ yetmezliğinin yönetiminde kritik rol oynar. Antimikrobiyal tedavi, yerel direnç profilleri ve hasta risk faktörlerine göre erken ve hedefe yönelik olarak düzenlenir; tedavi süresi, infeksiyon odağı, klinik yanıt ve mikrobiyolojik sonuçlara göre bireyselleştirilir.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.