Özet
Shigella enfeksiyonu dışkı-ağız temasına, kirlenmiş suya veya kontamine gıdaya maruz kalma yoluyla hızla yayılan, genellikle düşük hacimli ancak bazen kanlı ve mukuslu dışkıyla seyreden akut bakteriyel gastroenterittir; klinik spektrum hafif, kendiliğinden düzelenden ağır dizanteriye kadar değişir ve riskli gruplarda daha ağır seyredebilir. Hastalığın erken dönem yönetimi destekleyici rehidrasyon ve beslenme desteğine dayanırken, ağır veya yayılma riski taşıyan durumlarda empirik antibiyotikler semptom süresini kısaltır ve dışkı atılımını azaltır; antibiyotik seçimi yerel direnç paterni ve maruziyet öyküsüne göre yapılmalıdır. Önleme temel hijyen önlemleri, erişilebilir temiz su, uygun gıda güvenliği ve semptomatik kişilerin izolasyonu ile sağlanır; geniş kapsamlı aşılama çalışmaları halen geliştirilme aşamasındadır.
Tanı
Tanı, tipik klinik tablo (karın krampları, ateş, tenesmus, bazen kanlı mukuslu dışkı), risk öyküsü (kontamine su/gıda maruziyeti, endemik bölge seyahati, çocuk bakımı veya kurumsal temas, MSM temas öyküsü) ve dışkı mikroskopisi ve kültürü ile doğrulanan bakteriyolojik kanıtların birleşimiyle konur. Akut şiddetli olgularda böbrek fonksiyonları ve tam kan sayımı gibi laboratuvar testleri komplikasyonları (ör. HUS) erken düşündürmek için talep edilir; serotipleme halk sağlığı gözetimi açısından önem taşır. Görüntüleme gereksinimi sınırlıdır; toksik megakolon veya perforasyon şüphesinde karın röntgeni yardımcı olurken, idiyopatik inflamatuar bağırsak hastalığını ayırt etmek gerektiğinde endoskopi kullanılabilir.
Tedavi
Tedavi öncelikle yeterli sıvı ve elektrolit dengesinin sağlanması, erken beslenme desteği ve semptomlara yönelik analjezi/antipiretik uygulamasına dayanır; hafif-orta dehidratasyon ORS ile ağızdan, şiddetli dehidratasyon veya kusma durumunda ilk etapta intravenöz sıvı tedavisi gereklidir. Antibiyotik tedavisi klinik olarak gerekli olduğunda veya halk sağlığı sebepleriyle (salgın kontrolü, yüksek riskli bireyler) uygulanır; yaygın birinci basamak seçenekleri azitromisin, siprofloksasin veya seftriakson olup, kültür ve duyarlılık geldikçe hızla düzenlenmelidir. Antidiyareik ve antispazmodiklerin rutin kullanımı önerilmez; çocuklarda belirli coğrafyalarda çinko ve A vitamini takviyeleri beslenme ve iyileşme açısından fayda sağlar.
Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.