Özet
Kısa bağırsak sendromu, ince bağırsakların işlevsel emilim yüzey alanının önemli ölçüde azalması sonucu ortaya çıkan, sıvı, elektrolit, makro- ve mikrobesin emilim bozukluklarıyla karakterize kronik bir durumdur. Hastalığın ciddiyeti kalan bağırsak uzunluğu, hangi segmentlerin korunduğu (örneğin terminal ileum veya kolon varlığı), bağırsak motilitesi ve kalan ince bağırsak ile kolonun sağlığına bağlıdır. Yönetimin temel hedefleri hidrasyonun ve elektrolit dengesinin sağlanması, yetersiz beslenmenin düzeltilmesi, bağırsak adaptasyonunun desteklenmesi ve parenteral beslenme bağımlılığını azaltmaktır. Cerrahi olarak mümkünse ince bağırsak-kolon devamlılığının yeniden sağlanması, parenteral beslenme gereksinimini en çok azaltan müdahaledir. Uzun süreli parenteral beslenme alan hastalarda kateter enfeksiyonları, hepatopati ve taş oluşumu gibi komplikasyonların izlenmesi ve erken yönetimi tedavinin ayrılmaz parçalarıdır.
Tanı
Tanı klinik temellidir; tipik olarak yeterli enteral alıma rağmen kilo kaybı, ishal, dehidratasyon, elektrolit bozuklukları veya mikrobesin eksiklikleri varlığı ile birlikte geçmişte büyük ince bağırsak rezeksiyonu öyküsü bulunması tanıyı destekler. Tanıda anamnez ve fizik muayene ile kalan bağırsak anatomisinin saptanması, sıvı-elektrolit durumunun değerlendirilmesi ve vitamin ile eser element düzeylerinin ölçülmesi önceliklidir. Radyolojik yöntemler ve endoskopik incelemeler bağırsak uzunluğunu ve anatomisini aydınlatabilir; laboratuvar testleri arasında tam kan sayımı, serum elektrolitleri, üre, kreatinin, albumin, karaciğer enzimleri, yağda çözünen ve suda çözünen vitamin paneli, metilmalonik asit ve D‑laktat gibi özel testler yer alır. Tanıda ayrıca aktif Crohn hastalığı, çölyak, ince bağırsak malignitesi veya bakteriyel aşırı büyüme gibi alternatif nedenler dışlanmalıdır.
Tedavi
Tedavinin temeli bireyselleştirilmiş, çok disiplinli yaklaşımdır; ilk aşama hemodinamik stabilizasyon, uygun rehidrasyon (tercihen oral rehidrasyon solüsyonları ile) ve elektrolit dengesinin sağlanmasıdır. Diyetsel yaklaşımlar; sık, küçük öğünler, yüksek kompleks karbonhidrat, nişasta ve çözünür lif zenginliği, gerektiğinde düşük oksalat ve MCT içeriği ile enerji alımının artırılmasını içerir. İshal kontrolü için önce loperamid veya diphenoksilat/atropin; gerekirse opioidler, klonidin veya oktreotid gibi ajanlar önerilir; oktreotid kullanımının adaptasyonu geciktirebileceği göz önünde tutulur. Parenteral beslenme, yetersiz enteral alınan hastalarda gerekli olup kriterlere göre zaman içinde wean edilmelidir; uzun süreli PN komplikasyonları (IFALD, kateter enfeksiyonu, tromboz) açısından düzenli değerlendirme zorunludur. Teduglutid gibi GLP‑2 analogları PN bağımlılığını azaltabilir; malignite riskine karşı kolorektal tarama ve izleme gerektirir. Fonksiyonel veya anatomik avantaj sağlama amacıyla Bianchi veya STEP gibi bağırsak uzatma cerrahileri uygun seçilmiş olgularda PN’den ayrılmayı kolaylaştırabilir. Bağırsak transplantasyonu, PN başarısızlığı veya geri dönüşümsüz komplikasyonlarda kurtarıcı seçeneklerdendir.
Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.