Steatoz Karaciğer Hastalığı

Genel Bakış

Özet

Metabolik disfonksiyonla ilişkili steatotik karaciğer hastalığı, karaciğerde artmış yağ birikimiyle başlayan ve iltihap, hepatosit hasarı, fibrozis ve siroza kadar ilerleyebilen geniş bir klinik spektrumu kapsar; hem toplum sağlığı açısından yüksek prevalansa sahiptir hem de obezite, tip 2 diyabet ve metabolik sendromla yakın ilişki gösterir. Tanı, altta yatan diğer steatoz nedenlerinin dışlanmasına (özellikle anlamlı alkol alımı) dayanır ve laboratuvar anormallikleri ile görüntüleme teknikleri tanıyı destekler; ileri veya şüpheli olgularda histoloji, hem MASLD alt tiplerini ayırmak hem de fibrosis evresini belirlemek için altın standarttır. Birincil tedavi yaşam tarzı müdahaleleridir; kalori kısıtlı diyet, düzenli egzersiz ve kademeli kilo kaybı karaciğer yağı ve bazı hastalarda histolojik düzelme sağlar; seçilmiş hastalarda pioglitazon veya yüksek doz vitamin E kullanımının histolojik faydaları bildirilmiştir, ancak ilaç tedavileri dikkatli risk-fayda değerlendirmesi gerektirir. İleri fibrozisli veya sirotik hastalar hepatoloji takibi, hepatoselüler karsinom taraması ve uygun olgularda transplantasyon değerlendirmesi gerektirir.

Tanı

Tanı süreci, risk faktörlerinin saptanması, karaciğer enzimleri ve metabolik panel dahil temel laboratuvarlar, viral hepatit ve otoimmün/hemochromatoz gibi alternatif etiyolojilerin dışlanması ile başlar; ultrason ilk basamak görüntüleme aracı olup, gerektiğinde MRI-PDFF ile nicel yağ ölçümü ve transient elastografi ya da MR elastografi ile fibrosis değerlendirmesi yapılır. Non-invaziv skorlama sistemleri (NAFLD Fibrosis Score, FIB-4, ELF vb.) ileri fibroz riski olan bireyleri belirlemekte faydalıdır ve biyopsi kararı bu risk değerlendirmelerine, görüntüleme bulgularına ve klinik düzeltilmesi gereken belirsizliklere göre kişiselleştirilir. Histolojik ayırt edici özellikler steatoz, lobüler iltihap, hepatosit balonlaşması ve fibrozis olup, MASH tanısı için inflamasyon ve hepatosit hasarı gereklidir; ileri fibrosis (F3–F4) prognozu belirleyen anahtar öğedir.

Tedavi

Tedavi ilk basamak olarak yaşam tarzı müdahalelerine odaklanır; hedef kademeli ve sürdürülebilir kilo kaybı sağlamak, günlük enerji açığı oluşturmak, doymuş yağ ve rafine karbonhidrat alımını azaltmak, taze sebze-meyve ve lif ile omega-3 açısından zengin beslenmeyi teşvik etmek ve haftada en az orta düzeyde düzenli aerobik ve direnç egzersizi yapmak önerilir. Farmakoterapi seçimi hastanın eşlik eden hastalıklarına göre değerlendirilir: biyopsi ile doğrulanmış MASH ve özellikle tip 2 diyabetli veya yüksek fibroz riski olan seçilmiş hastalarda pioglitazon düşünülebilir; diabetes veya siroz yoksa belirli olgularda alfa-tokoferol (günde 800 IU) tartışılabilir ancak uzun vadeli riskler hasta ile değerlendirilmelidir. Obezite cerrahisi, uygun seçilmiş morbid obez hastalarda hem steatoz hem de fibroziste belirgin düzelme sağlayabildiğinden değerlendirilmelidir; kilo kaybı farmakoterapileri obezite kılavuzlarına göre uygulanır. Araştırma ve onay süreçlerinde olan ajanlar arasında resmetirom, FGF21 analoğu ajanlar, pan-PPAR agonistleri, obeticholic asit, GLP-1 agonistleri, SGLT2 inhibitörleri ve DGAT2/ACC kombinasyonlarına yönelik çalışmalar bulunmaktadır ve gelecekte tedavi seçeneklerini değiştirme potansiyeline sahiptir. Eşlik eden kardiyovasküler risklerin agresif yönetimi, lipid düşürücü tedavi (istatine uygunluk) ve diyabet optimizasyonu mortaliteyi azaltmada önem taşır.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.