Vitamin C Eksikliği

Genel Bakış

Özet

C vitamini eksikliği, yetersiz diyet alımına bağlı olarak ortaya çıkan ve ileri evrelerinde skorbüte yol açabilen sistemik bir beslenme bozukluğudur. Hastalık, kolajen sentezindeki bozulma sonucu damar duvarı bütünlüğünün bozulması ve bağ dokusunda işlev kaybı ile kendini gösterir; klinikte kolay morarma, perifoliküler peteşiler, kanamalı diş etleri, gevşek dişler, kötü yara iyileşmesi, eklem ağrıları ve çocuklarda büyüme ile ilişkili ortopedik bulgular öne çıkar. İleri vakalarda kalp disfonksiyonu, hemorajik komplikasyonlar, ensefalopati ve sıkışma nöropatileri gibi yaşamı tehdit eden durumlar gelişebilir. Tanı düşük kan askorbat düzeylerinin saptanmasına dayanır ve tedavi esas olarak yeterli doz oral veya gerektiğinde parenteral askorbat replasmanına dayanmaktadır; uygun replasman ile semptomlarda hızlı düzelme ve çoğu hastada tam iyileşme beklenir. Epidemiolojik veriler, eksikliğin nadir olmakla birlikte belirli risk gruplarında ve kaynak kısıtlı populasyonlarda hala görüldüğünü göstermektedir.

Tanı

Tanı, klinik bulguların değerlendirilmesi ile birlikte kan veya lökosit/tam kan askorbat düzeylerinin ölçülmesine dayanır; düşük serum ya da tam kan askorbat düzeyleri tanıyı doğrular ve eksikliğin şiddetini belirler. Klinik şüpheyi artıran bulgular arasında yorgunluk, halsizlik, kolay morarma, perifoliküler peteşiler, foliküler hiperkeratoz, gingival şikâyetler, kötü yara iyileşmesi, eklem ve kemik ağrıları ile çocuklarda yürüme bozuklukları bulunur. Radyografik ve manyetik rezonans görüntülemeler, özellikle pediatrik olgularda metafizlerde değişiklikler ve subperiostal sıvı birikimi gibi destekleyici bulgular verebilir; gerektiğinde farkındalıkla malignite ve enfeksiyon ayırıcı tanıları da değerlendirilmelidir. Tanısal yaklaşım invaziv testlerden kaçınarak laboratuvar ölçümleri ve beslenme öyküsünün detaylı değerlendirilmesini önceliklendirir.

Tedavi

Tedavi, mümkün olan en kısa sürede başlanan askorbat replasmanı ve beslenme desteğine dayanır; çoğu hasta için oral askorbat yeterli olmakla birlikte şiddetli hastalık, malabsorbsiyon veya yutma güçlüğü varlığında parenteral veri yoluna başvurulur. Yetişkinlerde günlük 300–500 mg aralığında askorbat replasmanı güvenli ve etkin kabul edilir; çocuklarda doz hastanın yaşı ve ağırlığı ile klinik sunuma göre bireyselleştirilir ve en az önerilen günlük alıma eşdeğer veya daha üstü dozlar hedeflenir. Kritik hastalar veya sürekli renal replasman/çok yüksek oksidatif stres durumlarında uzman önerisiyle daha yüksek parenteral dozlar düşünülür ancak bu durumlarda fayda konusunda çelişkili veriler bulunduğu için rutin yüksek doz uygulaması önerilmez. Eksiklik düzeldikten sonra koruyucu günlük alımın sağlanması, diyet değişiklikleri ve gerektiğinde sürekli takviye ile nüksün önlenmesi amaçlanır.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.