Panik Bozuklukları

Genel Bakış

Özet

Panik bozukluğu durumunda yaşanan atakların sıklığı bireyden bireye önemli ölçüde değişkenlik gösterebilmektedir; bazı kişiler kısa bir zaman dilimi içinde birkaç panik atağı kümesi deneyimlerken, bazıları haftalık veya birkaç ay boyunca periyodik olarak ataklar yaşayabilir. Bu rahatsızlığa sahip olma riski birinci derece akrabalar arasında beş kat daha yüksek olmakta ve ataklar genellikle stres gibi durumlarla tetiklenebilmektedir. Panik bozukluğu, yaygın olarak diğer anksiyete, ruh hali ve madde kullanım bozukluklarıyla birlikte görülmektedir. Tanı süreci, öncelikle semptomların organik nedenlerinin dışlanmasını, hastanın kendi bildirimini, klinik görüşmeleri ve davranışsal gözlemleri içermektedir. Birinci basamak tedavi yaklaşımları arasında bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI) ile serotonin-noradrenalin geri alım inhibitörleri (SNRI) gibi farmakolojik ajanlar yer almaktadır. Hastalığın uzun vadeli yönetimi, semptom kontrolü sağlandıktan ve tedavi kesildikten sonra nüksün engellenmesini hedefler.

Tanı

Panik bozukluğu, en az bir ay süren bir dönem içinde tekrarlayan ve beklenmedik panik atakları yaşanmasıyla tanımlanır. Bu duruma sahip olan bireyler, ek panik atakları geçirme veya bunların kalp krizi ya da kontrolü kaybetme gibi sonuçları hakkında sürekli olarak yoğun bir endişe ve kaygı duymaktadırlar. Kişiler, panik hislerini tetikleyebilecek ortamlardan kaçınma veya çeşitli güvenlik davranışlarına yönelme gibi yollarla, gelecekteki bir atağı önleme amacı güderek davranışlarını uyumsuz bir şekilde değiştirebilirler. Panik atakları, aniden ortaya çıkan ve birkaç dakika içinde zirveye ulaşan, yoğun fiziksel ve bilişsel anksiyete belirtilerini içerir. Tanının konulabilmesi için atakların tekrarlayıcı nitelikte olması gerekmektedir, zira tekrarlayıcı olmayan panik ataklarının genel popülasyonda nispeten yaygın olduğu bilinmektedir. Sıklık ne olursa olsun, kişinin başka bir atağın olasılığı hakkında sürekli endişeli kalması, panik bozukluğunun ayırt edici bir özelliğidir.

Tedavi

Tedavi, panik epizotlarının yoğunluğunu, sıklığını ve süresini azaltmayı, kaçınma davranışlarını en aza indirmeyi, güvenlik ipuçlarına aşırı bağımlılığı kısıtlamayı ve genel işlevselliği artırmayı hedeflemektedir. Panik bozukluğu için temel tedavi seçenekleri bilişsel davranışçı terapi (BDT), ilaç tedavisi veya bu iki yaklaşımın kombinasyonudur. Hafif şiddetteki panik bozukluğu olan hastalarda, başlangıçta kendi kendine yardım veya BDT uygulanması düşünülebilir. Orta şiddetteki vakalar için BDT, seçici serotonin geri alım inhibitörü (SSRI) veya serotonin-noradrenalin geri alım inhibitörü (SNRI) gibi ilaçlar ya da kombinasyon tedavisi önerilebilir. Hastalık şiddetli ise, en başından itibaren hem BDT hem de SSRI/SNRI içeren bir kombinasyon tedavisi düşünülmelidir. Psikolojik terapiler veya farmakolojik müdahalelerin genel olarak birbirine üstünlüğü olduğu söylenememektedir, bu nedenle tedavi yaklaşımı hastanın potansiyel olumsuz etkilere duyarlılığı, geçmiş tedavi öyküsü, kişisel tercihleri ve komorbid durumları dikkate alınarak bireyselleştirilmelidir.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.