Özet
Non-Hodgkin lenfomaları (NHL’ler), lenfoid sistemin oldukça heterojen bir malignite grubunu temsil etmektedir. Klinik tablo ve hastanın sunduğu belirtiler ile semptomlar, lenfomanın spesifik türüne, vücuttaki yerleşimine ve hastalığın başlangıçtaki evresine bağlı olarak geniş bir yelpazede değişkenlik göstermektedir. Kesin tanı, lenf nodu veya ekstranodal alanların biyopsisi gibi histopatolojik incelemeler ve tümör belirteçlerini tanımlayan immünohistokimya yöntemleri ile doğrulanmaktadır. NHL’nin en yaygın alt tipi Diffüz Büyük B Hücreli Lenfomadır (DLBCL) ve tedavi seçimi, belirlenen histolojik alt tipe ve hastalığın yayılım evresine göre belirlenmekle birlikte, semptomların şiddeti tedaviye başlama zamanı hakkındaki kritik kararları yönlendirmektedir. Siklofosfamid, doksorubisin, vinkristin ve prednizolonun bir kombinasyonu olan CHOP kemoterapi rejimi, bu malignitelerin tedavisinde en sık kullanılan rejimler arasında yer almaktadır.
Tanı
Non-Hodgkin lenfomaları, otuzdan fazla varlığı içeren ve klinik sunumları agresif lenfomalarda hızla ilerleyen akut tablolardan, daha yavaş seyirli (indolent) hastalıklarda neredeyse hiç belirti göstermeyen asemptomatik durumlara kadar değişebilen karmaşık bir malignite grubudur. Tanı süreci, hastanın detaylı tıbbi öyküsü, kapsamlı fizik muayenesi, standart laboratuvar testleri, doku biyopsisi ve immünofenotipleme tekniklerinin (immünohistokimya ve/veya akış sitometrisi) yanı sıra, Pozitron Emisyon Tomografisi/Bilgisayarlı Tomografi (PET/BT) gibi ileri görüntüleme yöntemlerinin birleştirilmesiyle konulur. Hastalığın prognozunu doğru bir şekilde belirlemek ve uygun tedavi yaklaşımını yönlendirmek amacıyla genetik anormallikleri tespit etmek için genetik çalışmaların yapılması büyük önem taşımaktadır. Tanıyı kesinleştirmek için patolojik değerlendirme zorunludur, ancak bazı vakalarda lenfomanın iltihap, iyi huylu hiperplazi, karsinomlar veya melanom gibi diğer durumları taklit etme eğilimi nedeniyle kesin histolojik ayrım zor olabilir ve bu gibi durumlarda uzman bir hematopatologdan ek görüş almak faydalı olmaktadır.
Tedavi
Non-Hodgkin lenfomasının yönetimi, belirlenen spesifik histolojik alt tipe ve hastalığın tespit edildiği evreye göre önemli ölçüde farklılık göstermektedir. Tedaviye başlama zamanı kararlarını, özellikle semptomların şiddeti ve hastanın genel durumu belirlemektedir. Diffüz Büyük B Hücreli Lenfoma’nın (DLBCL) erken evrelerinde (evre I-II, büyük olmayan ve düşük riskli), üç döngü rituksimab artı CHOP (R-CHOP-21) rejimi ile indüksiyon tedavisi önerilmekte ve ardından Pozitron Emisyon Tomografisi/Bilgisayarlı Tomografi taraması ile yeniden evreleme yapılarak, yanıta bağlı olarak ek R-CHOP-21 döngüleri, ilişkili alan radyoterapisi (ISRT) veya yeniden biyopsi ile tedavi devam ettirilmektedir. Hastalığın nüksetmesi veya tedaviye dirençli olması durumunda, hastanın otolog kök hücre nakline uygunluğu ve nüksün erken veya geç olması dikkate alınarak tedavi planı değiştirilir; erken nükslerde kimerik antijen reseptörü (CAR) T-hücre tedavisi gibi ileri seçenekler devreye girmektedir. Manto Hücreli Lenfoma tedavisinde ise hastanın bireysel faktörleri, hastalığın evresi ve TP53 mutasyon durumu gibi özel genetik özellikler göz önünde bulundurularak, agresif indüksiyon tedavisi ve kök hücre nakli gibi yaklaşımlar kişiselleştirilmektedir. Tedavinin her aşamasında, özellikle Burkitt lenfoması gibi yüksek riskli alt tiplerde, Tümör Lizis Sendromu gibi potansiyel komplikasyonları önlemek veya yönetmek için yoğun hidrasyon ve hipourisemi ajanları ile destekleyici bakım önlemleri hayati önem taşımaktadır.
Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.