Özet
Migren, genellikle erken ve orta yaşlarda ortaya çıkan, güçlü bir genetik bileşeni olan, kronik ve ataklar halinde seyreden bir nörolojik bozukluk olarak tanımlanmaktadır. Hastalık, görsel bozukluklar, bulantı, kusma ve ışık ile gürültüye karşı aşırı hassasiyet (fotofobi ve fonofobi) gibi ek belirtilerle birlikte aralıklı baş ağrısı ataklarına neden olmaktadır. Migren, hastaların yaşam kalitesi üzerinde ciddi olumsuz etkilere yol açmasına rağmen, sıklıkla yeterli düzeyde teşhis ve tedavi edilememektedir. Bazı kadınlarda, adet döneminin başlamasına iki gün kala ile adet döneminin ilk üç günü arasında ortaya çıkan adet migreni gözlemlenmektedir. Tanı koyma süreci hastanın öyküsü ve fizik muayene bulgularına dayanır, bu nedenle laboratuvar veya görüntüleme testlerine rutin olarak ihtiyaç duyulmamaktadır. Tedavi yaklaşımları, migren ataklarını tetikleyen faktörlerin belirlenerek bunlardan kaçınılmasını, akut atağın ilaçla tedavi edilmesini ve gelecekteki atakların önlenmesi amacıyla koruyucu ilaç kullanımını kapsamaktadır. Akut atakta, triptanlar olarak bilinen spesifik ilaç grubu, spesifik olmayan tedavilere göre daha çok tercih edilen bir tedavi yöntemidir.
Tanı
Migren tanısı, güçlü bir genetik yatkınlığa sahip, kronik ve epizodik bir nörolojik bozukluğun varlığını temel almaktadır. Hastanın öyküsünde baş ağrısı ile birlikte bulantı, fotofobi ve günlük işlevsellikte azalma gibi anahtar özelliklerin bulunması tanıyı desteklemektedir. Hastaların sadece yüzde on beşi ile otuzu arasında görülen ve baş ağrısından önce veya baş ağrısı sırasında ortaya çıkan, tamamen geri dönüşümlü görsel, duyusal veya konuşma semptomlarının karmaşası şeklindeki tipik migren aurası, hastalığın ayırt edici özelliklerindendir. Tanısal süreçte, baş ağrısının nedenlerini ortaya koyacak özel bir laboratuvar veya görüntüleme testi bulunmadığı için, testler çoğunlukla altta yatan tehlikeli nedenleri dışlamak amacıyla kullanılmaktadır. Eğer hastanın öyküsü migren tanısıyla uyumluysa ve nörolojik muayene normal kabul ediliyorsa, genellikle ek bir test yapılmasına gerek duyulmamaktadır.
Tedavi
Migren tedavisinin temel amacı, hızlı ve güvenilir etki gösteren bir yöntemle hastanın işlevselliğini tam olarak geri kazanmasını sağlamaktır. Tedavi planının oluşturulması, hastanın baş ağrısının ve engellilik düzeyinin şiddetine göre kişiselleştirilmelidir. Özellikle sık ataklar yaşayan veya akut tedavilerin etkili olmadığı ya da tolere edilemediği hastalar için, atakları önleyici tedavi yaklaşımlarına ihtiyaç duyulmaktadır. İlaç seçimi, hastanın tıbbi geçmişi, olası yan etkiler, ilaç etkileşimleri, tedaviye karşı tolerans düzeyi ve gebelik gibi eşlik eden durumlar dikkate alınarak bireyselleştirilmelidir. Tedaviye, hastanın tipik migren atağının başladığını fark etmesiyle, belirtiler hafif olsa bile hemen başlanması önerilmektedir. Akut atak tedavisinde triptanlar, spesifik olmayan ağrı kesicilere kıyasla daha spesifik ve etkili bir seçenek olarak ön plana çıkmaktadır. Hafif ila orta şiddetteki semptomlar için non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar (NSAID’ler) veya asetaminofen/aspirin/kafein kombinasyonları kullanılabilmekte, şiddetli ataklarda ise triptanlar, ergot türevleri veya kortikosteroidler tercih edilebilmektedir.
Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.