Özet
Lassa ateşi, Batı Afrika’ya özgü, Lassa virüsünün neden olduğu akut bir zoonotik viral kanamalı ateştir. Hastaların yaklaşık %80’inde asemptomatik veya hafif ateşli hastalık görülürken, kanama, solunum sıkıntısı, tekrarlayan kusma, yüz şişmesi ve şok gibi ciddi semptomlar yaklaşık %20’sinde ortaya çıkmaktadır. Erken tanı, hastanın izole edilmesi ve uygun enfeksiyon kontrol önlemlerinin alınması, yönetimin kritik bir parçasıdır. Yönetim, hastane ortamında destekleyici bakımla birlikte ribavirin tedavisinin erken başlatılmasını içerir. Sıtma ve tifo ateşinden ayırt edilmesi zor olabilir ve endemik bölgelerden dönen uygun öyküye sahip kişilerde tüm bu durumlar göz önünde bulundurulmalıdır. Lassa ateşi, bildirilmesi gereken bir durumdur.
Tanı
Tanı, klinik şüphe, öykü ve fizik muayeneye dayanır; tanıyı doğrulamak için laboratuvar testleri yapılır. Enfeksiyondan şüpheleniliyorsa, hasta izole edilmeli ve temas eden tüm sağlık çalışanları kişisel koruyucu ekipman (KKE) kullanmalıdır. Lassa ateşi riskini belirlemek için kapsamlı seyahat geçmişi de dahil olmak üzere ayrıntılı bir öykü alınmalıdır. En önemli risk faktörleri arasında, önceki 21 gün içinde endemik bir bölgede yaşamak/çalışmak veya bu bölgelerden dönmek, enfekte vücut sıvılarıyla temas etmek ve mesleki maruziyet yer alır. Klinik bulgular genellikle spesifik değildir, ancak neredeyse tüm hastalarda ateş bulunur, ancak bu sürekli olmayabilir. Tanı için faydalı olabilecek benzersiz bir işaret, işitme kaybı veya bozukluğudur. İlk araştırmalar, Lassa virüsü RNA’sı için ters transkripsiyon-polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR) ve IgM ELISA kullanılarak serolojik test olmalıdır. ReLASV® Antijen Hızlı Testi gibi hızlı tanı testleri de kaynakların sınırlı olduğu bölgelerde kullanılabilir.
Tedavi
Lassa ateşinin etkili yönetimi, enfeksiyonun erken tanınmasını, etkili izolasyon ve enfeksiyon kontrolünü, antiviral ilaç ribavirin’in erken başlatılmasını ve hastane ortamında destekleyici bakımı içerir. Şüpheli veya doğrulanmış enfeksiyonu olan hastalar, bulaşmayı önlemek için izole edilmelidir. İntravenöz ribavirin, hastalığın ilk 6 günü içinde uygulandığında mortaliteyi azaltabilir. Ağrı ve ateş, parasetamol gibi bir analjezik/antipiretik ile yönetilmelidir; şiddetli ağrı için morfin gibi opioid analjezikler kullanılabilir. Kanama riskini artırdıkları için non-steroid anti-inflamatuar ilaçlardan (NSAID’ler) kaçınılmalıdır. Kanama durumunda trombositopeni trombosit transfüzyonu ile, koagülasyon eksiklikleri ise kan ürünleri (örneğin, taze donmuş plazma, kriyopresipitat) ile düzeltilmelidir. Anemik ve devam eden kanaması olan hastalar için kan transfüzyonu ayrılmıştır. Maruziyet sonrası profilaksi (PEP) için oral ribavirin, vücut sıvılarına maruz kalan sağlık çalışanları ve hastaların yakın temaslıları için önerilir.
Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.