İnterstisyel Sistit (Mesane Ağrı Sendromu)

Genel Bakış

Özet

İnterstisyel sistit/mesane ağrı sendromu (IC/BPS), pelvik ağrı, idrar sıklığı ve aciliyeti ile kendini gösteren, çoğunlukla zayıflatıcı, kronik bir klinik sendromdur. Bu durum, remisyon ve alevlenme dönemleri ile semptom şiddetinin değişen dereceleriyle karakterizedir. Ağrı, genellikle mesane dolumuna göre değişir ve üretra, suprapubik alan veya pelvis bölgesine yansıyabilir. Tanı, dışlama yoluyla konulur ve kronik pelvik ağrısı olan tüm hastalar potansiyel IC/BPS adayları olarak dikkatlice değerlendirilmelidir. Tedavi yaklaşımı, ağrı yönetimi ve semptomların hafifletilmesine odaklanır; daha karmaşık, invaziv tedavilere geçmeden önce minimal invaziv seçenekler denenir. Hastalar, tanı konulmadan önce ortalama 5 yıl boyunca semptomlar yaşayabilir.

Tanı

İnterstisyel sistit/mesane ağrı sendromu (IC/BPS), idrar sıklığı, aciliyeti ve pelvik ağrı ile karakterize edilen, dışlama yoluyla konulan bir tanıdır; bu nedenle, etkili tedaviye başlanmadan önce diğer yaygın hastalık süreçleri öncelikle dışlanmalıdır. Semptomlar mesane dolumuna göre değişebilir ve suprapubik hassasiyetten pelvik tabanda yoğun ağrıya ve dispareuniyaya kadar değişen rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. En önemli tanı testi, ürotelyal karsinom gibi benzer semptomlarla ortaya çıkabilecek durumları değerlendirmek için sistoskopidir. İdrar kültürü ve mikroskopisi, vajinal ıslak hazırlık ve kapsamlı pelvik muayene, diğer ayırıcı tanıları dışlamak için faydalıdır. Tanı, başka kesin bir neden olmaksızın, sıklık, aciliyet ve mesane ağrısı dahil olmak üzere bir dizi semptomun varlığına bağlıdır.

Tedavi

IC/BPS’li hastaların tedavisi için evrensel bir fikir birliği yoktur ve tedavi, hastanın birincil semptomlarına (ağrı, acil durum, sıklık) yönlendirilmelidir. Tedavi seçimi, ortak karar verme, bireysel hasta faktörleri ve klinik yargı ile yönlendirilir. Tedavi, semptomlarda rahatlama elde edilene kadar artırılır ve etkisiz tedaviler durdurulmalıdır. Yönetim, stres yönetimi, diyet değişiklikleri (alkol, kahve, sirke, domates gibi semptomları kötüleştirdiği bildirilen yiyeceklerden kaçınma), mesane eğitim teknikleri gibi invaziv olmayan terapileri içerir. İlk farmakolojik tedaviler arasında hafif analjezikler (parasetamol/ibuprofen), antihistaminikler (hidroksizin) ve pentosan polisülfat sodyum bulunur. Trisiklik antidepresanlar (amitriptilin) ve antikonvülzanlar (gabapentin) da kronik pelvik ağrısı ve merkezi duyarlılığı olan hastalar için önerilmiştir. İntravezikal tedavi (DMSO, sodyum hiyalüronat, heparinoidler, alkalinize lidokain gibi) oral tedaviye yanıt vermeyen ve baskın mesane merkezli ağrısı olan hastalar için kullanılabilir. Ülseratif IC’li hastalar için sistoskopi ve ülser fulgürasyonu ve/veya rezeksiyonu düşünülmeli, ayrıca siklosporin gibi immünsüpresanlar fayda sağlayabilir. Şiddetli aciliyet ve sıklık semptomları olan hastalar için sakral nöromodülasyon ve posterior tibial sinir stimülasyonu (PTNS) gibi nöromodülasyon teknikleri bir seçenek olabilir. Miyofasiyal tetik noktaları ve levatör spazmları olan hastalar için pelvik taban fizyoterapisi ve tetik nokta enjeksiyonları kritik öneme sahiptir. Sistektomi ve idrar diversiyonu, diğer tüm tedavilerin başarısız olduğu ve ağrının şiddetli olduğu ‘son evre’ mesanesi olan seçilmiş hastalar için en son çare cerrahi tedavidir.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.