Kokidiyomikoz

Genel Bakış

Özet

Kokidiyomikoz, endemik Coccidioides türü mantarların neden olduğu bir enfeksiyon olup, genellikle enfekte topraktan havaya kalkan artrosporların solunması yoluyla edinilir. Semptomatik enfeksiyonların büyük bir çoğunluğu, hafiften şiddetliye değişen şiddette pnömoni epizotları şeklinde ortaya çıkarken, cilt, yumuşak doku, iskelet sistemi veya merkezi sinir sistemi gibi yerlerde görülen ekstrapulmoner yayılım nadir olarak gözlenmektedir. Hastalığın yaygın semptomları arasında ateş, baş ağrısı, nefes darlığı, kuru öksürük, ilhamla artan göğüs ağrısı, miyalji ve artralji gibi sistemik belirtiler yer alır ve bu belirtilere bazen döküntü eşlik edebilmektedir. Tedavi yaklaşımı, hafif seyreden vakalarda ilaçsız yakın gözlemden, daha şiddetli epizotlarda ise temel olarak azol antifungal ilaçlar ile uygulanan tıbbi tedaviye kadar geniş bir yelpazede değişmektedir. Azol antifungal tedaviler, genellikle çok az olumsuz olayla iyi tolere edilmekte ve alternatif tedavilere nadiren ihtiyaç duyulmaktadır.

Tanı

Kokidiyomikoz, güneybatı ABD, kuzey Meksika ile Orta ve Güney Amerika’nın endemik bölgelerinde havadaki artrosporların inhalasyonu yoluyla edinilen bir mantar enfeksiyonudur ve enfeksiyonun insanlar arasında bulaşması gerçekleşmemektedir. Hastalığın semptomları ve laboratuvar bulguları spesifik olamayacağı için, doğru tanıya ulaşmak genellikle yüksek bir klinik şüphe derecesinin sürdürülmesine bağlıdır. Tüm hastaların başlangıç değerlendirmesinde göğüs röntgeni, balgam kültürü, koksidiyomikoz serolojisi, tam kan sayımı ve eritrosit sedimentasyon hızı gibi tetkikler yer almalıdır; hastalığın yerleşim yeri ve şiddetine göre daha ileri değerlendirmeler planlanır. Mevcut tanı yöntemleri arasında, hem nitel hem de nicel antikor tespit tekniklerini barındıran serolojik testler en sık kullanılan yöntemdir.

Tedavi

Tedavinin temel amacı, hastanın klinik semptomlarını ve bulgularını hafifletmek, koksidiyomik antikor titrelerini düşürmek ve bozulan organ fonksiyonlarını normale döndürmektir; ayrıca, mevcut tedavi yöntemleriyle her zaman mümkün olmasa da nüksün önlenmesi de önemli bir hedeftir. Kokidiyomikoz enfeksiyonlarının büyük bir kısmı kendiliğinden sınırlı, hafif veya tamamen asemptomatik seyrettiği için çoğu vaka tıbbi tedavi gerektirmez ve yakın takip altında tutulur. Ancak, bazı pulmoner ve neredeyse tüm ekstrapulmoner enfeksiyonlar ile çözülmeyen, ilerleyen veya şiddetli semptomlar gösteren vakalar tedavi gerektirir. Tedaviye ihtiyaç duyan hastalar genellikle flukonazol veya itrakonazol gibi azol antifungal ilaçlarla üç ila altı ay süreyle tedavi edilir; azol tedavisine yanıt alınamayan şiddetli vakalarda ise tedavi Amfoterisin B’ye değiştirilebilir, ancak bu durumda bile stabilizasyon sonrası idame tedavisine azollerle devam edilmesi tercih edilir.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.