Bronşiolit

Genel Bakış

Özet

Bronşiolit, bir yaşın altındaki bebekler arasında hastaneye yatış gerektiren en yaygın solunum yolu hastalığıdır. Hastalık, alt solunum yollarının akut viral enfeksiyonu olarak tanımlanmakta olup, küçük hava yollarında epitelyal hücre yıkımı, ödem, iltihabi kalıntılar ve mukus birikimi nedeniyle tıkanıklıkla karakterize edilir. Vakaların büyük çoğunluğundan Solunum Sinsityal Virüsü (RSV) sorumlu olsa da, rinovirüs ve metapnömovirüs gibi diğer virüsler de etken olabilir. Çoğu bronşiolit vakası hafif seyirlidir ve kendiliğinden sınırlanma eğilimi gösterir; bu nedenle önerilen tek tedavi yöntemi destekleyici bakımdır. Hastalığın akut dönemi çözüldükten sonra bile öksürük haftalarca devam edebilmekte ve bazı bebeklerde ilerleyen zamanlarda tekrarlayan hırıltı şikayeti gelişebilmektedir.

Tanı

Bronşiolit tanısı tipik olarak klinik bulgulara dayanarak konulur ve genellikle öksürük, taşipne (hızlı solunum), solunum çekilmeleri ve hırıltı gibi yaygın semptomlarla kendini gösterir. Hastalık genellikle rinite ve öksürük gibi üst solunum yolu enfeksiyonu belirtileriyle başlar, ardından zor nefes alma ve alt solunum yolu semptomları ortaya çıkar. Fizik muayenede sıklıkla çatırdamalar ve ekspiratuar hırıltılar duyulur, ancak bazı vakalarda hava yollarındaki şiddetli tıkanma nedeniyle hırıltı duyulmayabilir. Nabız oksimetresi, özellikle hastaneye yatışı düşünülen hafif semptomlardan daha fazlası olan her bebekte hipoksemiyi değerlendirmek için kullanılan basit ve invaziv olmayan önemli bir tanı aracıdır. Tanıyı doğrulamak veya ayırıcı tanıyı dışlamak için bazı laboratuvar ve görüntüleme çalışmaları kullanılsa da, RSV veya diğer solunum virüsleri için virolojik testlerin yapılması rutin tanı için zorunlu değildir.

Tedavi

Bronşiolit tedavisinin temelini destekleyici bakım oluşturur; bu yaklaşım, çoğu hafif ve kendiliğinden sınırlı vakalar için yeterli kabul edilen tek önerilen yöntemdir. Temel tedavi hedefleri arasında yeterli oksijenizasyonun sağlanması ve hidrasyonun sürdürülmesi yer alır. Hipoksemik bebeklerde, periferik oksijen doygunluğunun (SpO₂) en az yüzde doksan seviyesinde tutulması amacıyla ek oksijen desteği verilmesi gereklidir. Ne sistemik ne de inhalasyon yoluyla kullanılan kortikosteroidler, ne de bronkodilatörler, hastanede kalış süresi veya klinik sonuçlar üzerinde anlamlı bir etki göstermediği için rutin kullanımları önerilmemektedir. Benzer şekilde, eşlik eden bakteriyel enfeksiyon prevalansının düşük olması nedeniyle antibiyotiklerin rutin olarak kullanılması tavsiye edilmez, ancak mekanik ventilasyon gerektiren şiddetli vakalarda veya güçlü bakteriyel pnömoni şüphesi varsa antibiyotik tedavisi düşünülebilir. Yüksek akışlı nazal kanül veya nazal sürekli pozitif hava yolu basıncı (CPAP) gibi mekanik solunum destekleri, ciddi hastalığı olan ve solunum yetmezliği belirtileri gösteren çocuklar için yönetim seçenekleri arasındadır.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.