Özet
Beyin anevrizmaları, yırtılma gerçekleşene kadar çoğunlukla belirti vermeyen, sinsi bir klinik seyir izleyen durumlardır ve yırtılma meydana geldiğinde subaraknoid kanamaya yol açarak hastalar için ciddi bir mortalite ve morbidite riski oluşturur. Ani başlangıçlı şiddetli baş ağrısı şüphesi varlığında, tanı için genellikle semptomların başlamasından itibaren ilk altı saat içinde yapılan kontrastsız bilgisayarlı tomografi (BT) taraması tercih edilir, çünkü bu süre zarfında hassasiyeti oldukça yüksektir. Ancak, altı saatten sonra yapılan BT negatif çıkarsa ve klinik şüphe devam ediyorsa, subaraknoid kanamayı ekarte etmek amacıyla lomber ponksiyon yapılması gerekmektedir. Kesin tanıya, anevrizmanın boyutunu, yerini ve morfolojisini en yüksek çözünürlükle belirleyen serebral anjiyografi (konvansiyonel kateter bazlı, BT veya manyetik rezonans anjiyografi) ile ulaşılmaktadır. Anevrizmanın kesin tedavisi, cerrahi mikroskop altında klipsleme veya damar içine yönelik endovasküler teknikler kullanılarak anevrizmanın beyin dolaşımından tamamen çıkarılmasını hedefler. Yırtılma riski yüksek olan popülasyonlarda, invaziv olmayan nöroanjiyografi yöntemleriyle tarama yapılması önerilmektedir.
Tanı
Beyin anevrizmasının tanısı, yırtılmış ya da yırtılmamış olmasına bağlı olarak farklı yollar izler; yırtılmamış anevrizmalar sıklıkla tesadüfen saptanırken, büyüdükçe artmış intrakraniyal basınca veya fokal kraniyal sinir lezyonlarına bağlı baş ağrısı, bulantı gibi semptomlara neden olabilir. Yırtılmış anevrizmalarda ise, hastanın hayatını tehdit eden subaraknoid kanama (SAK) durumu ile karşılaşılır; bu durum genellikle hastanın hayatında deneyimlediği en şiddetli, beklenmedik ve ani başlayan baş ağrısı ile kendini gösterir. İlk tanı aracı olarak SAK şüphesi olan hastalarda kontrastsız baş BT taraması kullanılır ve özellikle altı saat içinde yapılan taramalar SAK’ı yüksek hassasiyetle doğrular. Eğer şüphe devam eder ve BT, altı saatten sonra yapıldıysa, beyin omurilik sıvısında (BOS) kan varlığını ve on iki saat sonra ortaya çıkan sarımsı renk değişikliğini (zantokromi) tespit etmek için lomber ponksiyon yapılmalıdır. Anjiyografi, özellikle konvansiyonel kateter bazlı dijital subtraksiyon anjiyografisi, anevrizmanın kesin yerini, morfolojisini, boyun büyüklüğünü ve komşu damarlarla olan ilişkisini üç boyutlu rekonstrüksiyonlarla birlikte en detaylı şekilde göstererek nihai tedavi yönteminin belirlenmesinde kritik rol oynar.
Tedavi
Beyin anevrizmalarının kesin tedavisi, anevrizmal kesenin kan akımından güvenilir bir şekilde izole edilmesini ve böylece yeniden kanama riskinin ortadan kaldırılmasını amaçlar. Temel tedavi seçenekleri arasında, cerrahi olarak anevrizma boynunun kapatılması için mikroskobik cerrahi klipsleme yöntemi veya damar içinden ilerlenerek anevrizma kesesinin özel bobinler (koil) ile doldurulduğu endovasküler teknikler bulunmaktadır. Hangi tedavi yönteminin seçileceği, anevrizmanın bulunduğu anatomik konum, büyüklüğü, morfolojisi, hastanın genel klinik durumu ve tedavi merkezinin deneyimi gibi birçok faktöre bağlı olarak nöroşirürji ve nöroradyoloji ekipleri tarafından belirlenir. Yırtılmamış anevrizmaların tedavisinde karar, anevrizmanın yırtılma riskinin (boyut, yerleşim, hastanın risk faktörleri) cerrahi veya endovasküler girişimin potansiyel morbidite ve mortalitesinden daha yüksek olması durumunda verilir. Yırtılmış anevrizmalarda ise, kanamanın tekrarlamasını önlemek için tanı konulduktan sonra en kısa sürede kesin tedavinin uygulanması hayati önem taşır.
Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.