Özet
Tekrarlayan düşük, Avrupa İnsan Üretimi ve Embriyoloji Derneği ve Amerikan Üreme Tıbbı Derneği gibi yetkili kurumlar tarafından, ultrason veya histopatoloji ile belgelenmiş iki veya daha fazla başarısız klinik gebelik olarak tanımlanan önemli bir sağlık sorunudur. Bu durum, hamile kalmaya çalışan tüm üretken çiftlerin yaklaşık olarak yüzde birini etkilemekte olup, yüzde on beş ila yüzde yirmi oranında meydana gelen aralıklı ardışık olmayan düşük vakalarıyla karşılaştırıldığında belirgin bir prevalansa sahiptir. Mevcut literatürde düşük, yirmi dört haftalık gebelik süresinin altında sona eren herhangi bir gebeliği kapsar; on iki haftadan önce gerçekleşen kayıplar genellikle birinci trimester düşüğü, on üç ile yirmi dört hafta arasında meydana gelenler ise ikinci trimester düşüğü olarak adlandırılır. Kapsamlı araştırmalara rağmen, tekrarlayan düşük vakalarının yüzde ellisinden fazlasında kesin bir neden belirlenememekte, ancak bu açıklanamayan vakalarda bile, kadının yaşı ve önceki düşük sayısı gibi faktörlere bağlı olarak, sonraki gebelikte yaklaşık yüzde yetmiş oranında canlı doğum elde edilme şansı bulunmaktadır.
Tanı
Tekrarlayan düşük tanısının doğrulanması ve altta yatan nedenlerin araştırılması amacıyla değerlendirme, iki veya üç ardışık düşükten sonra başlatılabilmektedir, zira nedenlerin yaygınlığı bu gruplarda benzerdir. Tanısal süreç, hastanın öyküsünde yer alan tüm gebelik kayıplarının (gebeliğin sona erdiği yaş, tanının nasıl konulduğu ve varsa fetal karyotip sonuçları dahil) ayrıntılı olarak incelenmesini gerektirir. Tekrarlayan düşüklerin kesin ilişkileri arasında kromozomal anormallikler, Antifosfolipid Sendromu ve septat uterus gibi yapısal rahim anormallikleri yer almakta olup, bu nedenlerin varlığını araştırmak için kapsamlı laboratuvar ve görüntüleme incelemeleri yapılmalıdır.
Tedavi
Tekrarlayan düşük tedavisinde yaklaşım, belirlenen altta yatan nedene göre farklılık göstermektedir. Şayet Antifosfolipid Sendromu (APS) tanısı konulursa, uygun medikal tedavi ile gebelik sonuçlarının iyileşmesi beklenir, bu nedenle tüm tekrarlayan düşük hastalarının bu sendrom açısından taranması önerilir. Septat uterus gibi belirli yapısal uterin anormallikler tespit edildiğinde, cerrahi düzeltme (histeroskopik rezeksiyon) gebelik sonuçlarını iyileştirme potansiyeline sahiptir. Diğer yandan, kronik endometrit gibi enfeksiyöz nedenler antibiyotiklerle başarıyla tedavi edilebilse de, bunun canlı doğum oranını artırıp artırmadığı henüz kesin olarak bilinmemektedir. En iyi prognoza sahip olan ve hiçbir neden bulunamayan açıklanamayan tekrarlayan düşük vakalarında ise, ampirik tedaviler önerilmemekte; bunun yerine düzenli ultrason taramaları ve psikolojik destek içeren yalnızca destekleyici bakım yeterli görülmektedir.
Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.