Magnezyum Eksikliği Değerlendirmesi

Genel Bakış

Özet

Magnezyum eksikliği, vücutta bulunan toplam magnezyum içeriğinin azalması olarak tanımlanan metabolik bir durumdur; sağlıklı bir insan vücudu 21 ila 28 gram arasında magnezyum içerir ve bu rezervin büyük bir bölümü (%53’ten fazlası) iskelet sisteminde depolanırken, yaklaşık %19’u kas dışı yumuşak dokularda yer alır. Düşük serum magnezyum konsantrasyonu olarak adlandırılan Hipomagnezemi, genellikle serum magnezyum seviyesinin 0.75 mmol/L’nin (1.5 mEq/L) altına düşmesiyle laboratuvar ortamında teşhis edilir. Ancak magnezyumun yalnızca yaklaşık %1’inin hücre dışı sıvıda bulunması nedeniyle, serum magnezyum düzeyi toplam vücut magnezyum içeriği hakkında zayıf ve güvenilir olmayan bir gösterge olarak kabul edilmektedir. Magnezyum eksikliği sıklıkla hipomagnezemi sonucu olarak saptanmakla birlikte, klinik semptomların ortaya çıkmasıyla veya eşlik eden hipokalemi ve hipokalsemi gibi diğer elektrolit bozukluklarının varlığıyla da kendini gösterebilir. Magnezyum dengesi, emilimi kontrol eden bağırsaklar, atılımı düzenleyen böbrekler ve ana depolama yeri olan kemikler tarafından sıkı ve karmaşık bir şekilde düzenlenir.

Tanı

Magnezyum eksikliği, magnezyum homeostazını bozan kronik bir hastalığı, eksiklik ile uyumlu belirtileri veya sürekli devam eden hipokalsemi veya hipokalemi gibi tedavilere dirençli elektrolit dengesizliklerini gösteren tüm hastalarda kuvvetle düşünülmelidir. Ne yazık ki, insanlarda toplam vücut magnezyum içeriğini belirlemeye yarayan basit, hızlı ve doğru bir laboratuvar testi mevcut değildir. Bu nedenle tanı genellikle, serum magnezyum seviyesinin 0.75 mmol/L’nin altına düşmesiyle karakterize olan hipomagnezemi üzerinden konulur; ancak, idrardaki magnezyum seviyesinin belirlenmesi ve bu değerin serum düzeyi ile karşılaştırılması, toplam vücut magnezyum içeriği hakkında dolaylı bir değerlendirme sunabilmektedir. Hafif magnezyum eksikliği veya hipomagnezemi olan çoğu hasta genellikle asemptomatik seyrederken, kas spazmları, halüsinasyonlar, yutma güçlüğü veya düzensiz kalp atışları gibi semptomlar genellikle serum magnezyum seviyesinin 0.5 mmol/L’nin (1 mEq/L) altına düşmesiyle belirginleşmeye başlar, ancak semptomların şiddeti ile serum seviyesi arasında doğrudan bir korelasyon bulunmamaktadır.

Tedavi

Magnezyum eksikliğinin tedavisi, eksikliğin şiddetine ve hastanın klinik durumuna göre belirlenir; serum magnezyum seviyesi 0.5 mmol/L’nin (1 mEq/L) altında olan veya nöbet, aritmi gibi semptomları olan şiddetli magnezyum eksikliği vakalarında intravenöz (IV) magnezyum takviyesi acil olarak gereklidir ve nöbet gibi kritik acil durumlarda daha yüksek infüzyon hızları uygulanması gerekebilir. Eklampsi nöbetlerinin tedavisi de intravenöz magnezyum sülfat ile gerçekleştirilen hayati bir müdahaledir. Hafif magnezyum eksikliği bulunan, genellikle asemptomatik olan ve serum magnezyum düzeyi 1 ila 1.5 mEq/L arasında seyreden hastalar ise oral magnezyum takviyesi ile başarılı bir şekilde yönetilebilir. Hipomagnezemiye bağlı kalp aritmileri görülen hastalarda intravenöz magnezyum sülfat uygulanması gerekirken, sadece EKG değişiklikleri olan hastalar oral takviye ile izlenebilir. Tedavinin temel ve zorunlu bir parçası olarak magnezyum eksikliğine yol açan altta yatan nedenin de derhal tanımlanması ve düzeltilmesi gerekmektedir. Özellikle magnezyum seviyesi normalleşmedikçe düzelmeyen refrakter hipokalsemi ve refrakter hipokalemi durumlarında magnezyum takviyesi, diğer elektrolit bozukluklarının tedavisinde kritik bir rol oynamaktadır.

Bu konunun derinlemesine tıbbi analizine ve literatür kaynaklarına ulaşmak için abone olun.

Bu ve zengin eğitim konularını düzenli bir şekilde izlemek için size uygun abonelik sistemine kayıt olun.